Esas No: 2020/6493
Karar No: 2022/15688
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6493 Esas 2022/15688 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/6493 E. , 2022/15688 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suçluyu Kayırma, Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme, 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Suçluyu kayırma, Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme suçundan tüm sanıklar hakkında beraat, 5607 sayılı Kanuna muhalefetten sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I. Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Atılı suçlardan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gözetilerek, Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II. Sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, kolluk görevlileri tarafından cadde üzerinde yürümekte olan sanık ...'dan şüphelenilmesi üzerine durdurulduğu ve elindeki poşette muhtelif markalarda cep telefonlarının görülmesi üzerine yapılan aramada toplam 5 adet cep telefonu ele geçirildiği olayda; Suça konu telefonların mobil cihaz kayıt sisteminden yapılan sorgulamalarında, 4 adet telefonun kaçak olduğunun tespit edilmesi ve cep telefonu tamiri yaptığını savunan sanık ...'in, yediemin olarak verilen telefonlar istendiğinde bahse konu telefonları sattığını beyan etmesi karşısında, sanık ...'in ticari amaçla kaçak cep telefonu bulundurduğunun kabulü ile mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
III. Sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 6 ay olduğu gözetilmeden, sanık hakkında alt sınırdan belirlenmesine karar verilen temel hapis cezasının yazılı şekilde 1 yıl hapis cezası olarak hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK'nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın Geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK'nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08/04/2014 tarih, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16/05/2017 tarih, 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27/08/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 30/05/2014 olduğu,
Sanık hakkında İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2014/347 Esas sayılı dosyasında suç tarihlerinin 31/07/2013, 06/08/2013 ve 09/09/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 27/03/2014 olduğu anlaşılmakla;
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
5. Sanık hakkında tekerrüre esas alınan İskenderun 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/203 Esas ve 2014/76 Karar sayılı kararının kesinleşme tarihinin 18.03.2014, incelemeye konu sanığın üzerine atılı suç tarihinin ise 27/08/2013 olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nun 58/1. maddesinde yer alan, "Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, şartları oluşmadığı halde, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi ve tekerrüre esas alınması gereken adli sicil kaydının 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesinin gerekmesi,
6. Dosya kapsamında suça konu kaçak eşyalar için KEMT varakasının bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.