Esas No: 2013/11583
Karar No: 2013/27574
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/11583 Esas 2013/27574 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ve eşinin ....Ağır Ceza Mahkemesi"ndeki davası ile icra dosyalarını avukat olarak takip ettiğini, davalının 1.000 Tl. dışında ödeme yapmadığını ve haksız talepleri nedeni ile istifa ettiğini ileri sürerek sözleşme vekalet ücreti ile karşı yan vekalet ücretinden şimdilik 1.300 TL.nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini 6.500 TL.na çıkarmıştır.
Davalı, davacı avukatın icra dosyalarında ihaleye fesat karıştırdığı duyumları üzerine kendisine hakaret ettiğini, dava dosyasını gereği gibi takip etmediğini ve davacıyı haklı olarak azlettiklerini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 6.500 TL.nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı avukatın, davalının 5.8.2009 tarihinde aldığı vekaleti ile davalı adına.... Ağır Ceza Mahkemesi dosyasını takip ettiği ve icra takiplerinde bulunduğu, ....6.2011 tarihli ihtarla azledildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davalı, davacı avukatın icra dosyalarında ihaleye fesat karıştırdığını, kendisine hakaret ettiğini, bu nedenle haklı olarak azledildiğini ileri sürmüştür.
Gerçekten de davacı avukatın, vekil olarak borçları BK’nun 389 ve devam maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin BK.nun 390 maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak
davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekillik görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez, haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır.
Mahkemece, davacı avukatın gerekçesiz şekilde azledildiği açıklanarak hüküm kurulmuştur. Ancak, davalının azlin haklı olduğuna dair savunması üzerinde yeterince durulup araştırılmamıştır. Her şeyden önce numarası bildirilen icra dosyası celbedilip incelenmemiş, davacının görevini yerine getirip getirmediği, bir ihmal ve kusurunun olup olmadığı hususu somut olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilmemiş, mahkemece de bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Ayrıca mahkemece, vekalet ücretinin ne şekilde hesaplandığı da dosya kapsamı ile anlaşılamamaktadır. Öyle olunca, mahkemece, az yukarıda açıklanan şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılarak, azlin haksız olduğu kabul edilirse vekalet ücreti hesabına ilişkin gerekçede açıklama yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan aksi düşüncelerle ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 96.55 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 7.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.