Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4280 Esas 2012/5496 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4280
Karar No: 2012/5496

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4280 Esas 2012/5496 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, Mandırlar köyünde yapılan kadastro işleminde orman sınırının yanlış belirlendiğini iddia ederek, işlemin iptalini istemişlerdir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve davacılar temyiz etmiştir. Yargıtay ise, davacıların temyiz itirazını kabul ederek, hükmü bozmuştur. Yasa gereği yapılan kadastro işlemlerinde davalı sıfatı tespit malikine ve varsa beyanlar hanesindeki kişilere aittir. Ancak, davalı sıfatının yanlış belirlenmesi halinde dava sıfat yokluğundan reddedilecektir. Bu nedenle, mahkemece davalı taraflar doğru belirlenmeli ve tarafların davaları ayrı ayrı taşınmaz bazında açıklattırılmalıdır. Ayrıca, güncelleme işlemlerinin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu da araştırılmalıdır. Kanun maddeleri: 3402 sayılı Yasa, 5831 sayılı Yasa, 6831 sayılı Yasa, HUMK. 179/1. madde.
20. Hukuk Dairesi         2012/4280 E.  ,  2012/5496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı gerçek kişiler 11.08.2010 tarihli dilekçesiyle, ... ilçesi, ... köyünde 3402 sayılı Yasanın 5831 sayılı Yasanın 8 maddesi ile eklenen ek 4. maddesi hükmüne göre 2010 yılında yapılıp 15.07.2010 ila 13.08.2010 tarihinde ilan edilen kadastroda, Mandırlar köyü 326, 327, 328, 329, 330, 331, 4588, 4589, 3242, 3241, 3243, 3245, 3246, 3233, 3227, 3228, 3222, 3220, 3648, 3650, 3651, 3377 ve 4526 sayılı parselle ilgili 10225, 10226, 10227, 10228, 10229, 10230, 10231, 10232, 10233, 10234, 10235 numaralı orman sınır noktalarından geçen düzeltilmiş orman sınır hattının yanlış geçirildiği, daha önceki yıllarda yapılan kadastro işlemlerinde belirlenen fiili kullanım durumu ve orman sınırlarının dikkate alınmadığı iddiası ile yasaya aykırı bu işlemin iptalini istemişlerdir. Mahkemece davanın REDDİNE, Dava konusu Mandırlar köyü 326, 327, 328, 329, 330, 331, 4588, 4589, 3242, 3241, 3243, 3245, 3246, 3233, 3227, 3228, 3222, 3220, 3648, 3650, 3651, 3377 ve 4526 sayılı parsellerin tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 24.03.1976 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp, 04.06.1987 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden çok önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
    Davacı gerçek kişiler, yörede 3402 sayılı Yasanın 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. madde hükmüne göre yapılan ve 15.07.2010 ila 13.08.2010 tarihinde yapılan güncelleme çalışmalarında, orman sınırı ile güncelleme çalışması yapılacak yerlerin sınırın yanlış belirlendiğini, fiili kullanım durumunun dikkat alınmadığını iddia ederek dava açmışlar, yörede daha sonra Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılması işlemi yapılıp, bu işlem de 31.01.2011 ila 01.03.2011 tarihinde ilan edilmiştir.
    Mahkemece, davanın 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesine göre yapılan işleme itiraz olduğu, bu işlem ile tasarrufuna ilişkin konuların irdelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ilgili tutanak ve haritalar getirtilmemiş, davacılara davalar açıklattırılmamış, davalarına göre gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi yada kişilere aittir. Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK.2010/7-70-86 sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK. 179/1.maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gereklidir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olması halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda, kadastro müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmanın temsilcide yanılgı olarak değerlendirilerek, davanın tespit maliki Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazineye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmeli,
    Mahkemece tarafların davaları ayrı ayrı taşınmaz bazında açıklatırılmalı, hangi parsel ya da hangi taşınmazın hangi davacının davasına konu edildiği ve bu taşınmazla ilgili dava ile istenen neticeler açıklattırılmalı, dava ve savunmaya göre tarafların delilleri sorulmalı ve masrafları karşılandığı taktirde toplanmalı, daha sonra güncelleme çalışmaları 5831 sayılı Yasanın ek 4. maddesine ve ilgili yönetmeliğe göre yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
    Davanın aynı zamanda yargılama sırasında yörede yapılan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılması işlemine itiraza da dönüştüğü gözetilerek, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı saptanmalı, bu konuda uzman bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıklar giderecek hüküm kurulmalı, tasarrufa ilişkin konularla, güncelleme kapsamı dışında kalan konularda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 10/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara