Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12675 Esas 2010/3522 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12675
Karar No: 2010/3522
Karar Tarihi: 30.03.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12675 Esas 2010/3522 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/12675 E.  ,  2010/3522 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı yargılamanın yenilenmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık paydaşlığın giderilmesi davasına ilişkin yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulü ile önceki davada verilen hükmün iptaline karar verilmesi üzerine hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilesinin de paydaşı olduğu ... parsel No’lu taşınmaza yönelik olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005 / 3 esas 2005 / 81 karar sayılı dosyasında görülen paydaşlığın giderilmesi davasında dava konusu edilen taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi sonucu yapılan satış ile taşınmazın davalı ... tarafından satın alındığını, davacının paydaşlığın giderilmesi davası açıldığını ve taşınmazın ...’e satıldığını 30.12.2008 tarihinde öğrendiğini, zira vekilinden böyle bir talebi olmadığı gibi, bu konuda kendisine bir bilgi de verilmediğini, satış parasından bir pay almadığını, davacının vekiline 21.03.2005 tarihinde vermiş olduğu vekaletnamenin taşınmazın adına devir ve intikal işlemlerinin yaptırılmasına yönelik olduğunu, davacının istek ve bilgisi dışında paydaşlığın giderilmesi davası açıldığını öğrenmesi üzerine bu konuda 30.12.2008 tarihinde gönderdiği ihtarname ile vekilini azlettiğini belirterek, yargılamanın iadesini ve hükmün iptalini talep etmiştir. Davalı ..., davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını,davacının iddialarının vekalet ilişkisi içinde vekil ve müvekkilini ilgilendirdiğini, kendisini bağlamadığını, davacı bir zarara uğramış ise bunu ancak vekilinden isteyebileceğini, davacının paydaşlığın giderilmesi davasında kendisini vekili Av ... ile temsil ettirdiğini, esasen davacının bu olguyu da inkar etmediğini, sadece bilgi ve rızası dışında dava açıldığını ileri sürdüğünü, ancak bu hususun iç vekalet ilişkisi açısından önem taşıyabileceğini ve yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ..., davacının paydaşlığın giderilmesi davası ile ilgili bir bilgisinin bulunmadığını, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
    Yargılamanın iadesi isteği HMUK’nun 445 ve devamı maddelerinde açıkça vurgulandığı üzere hukuki niteliği itibariyle bağımsız bir dava olup mutlaka duruşma yapılarak iki aşamada incelenmesi gerekir. Mahkeme öncelikle yargılamanın iadesi davasının mesmu ( dinlenmeye değer ) olup olmadığını kendiliğinden araştırır. Bu aşamada genel dava koşullarından ayrı olarak yargılamanın iadesi davasının süresinde açılıp açılmadığının, teminat gösterilip gösterilmediğinin ve yasada sayılan yargılama iadesi sebeplerine dayanılıp dayanılmadığının incelenmesi gerekir. Bu koşullardan birisinin mevcut olmadığı sonucuna varılması halinde istem ret edilir. Mahkeme birinci aşamada yargılamanın iadesi davasının dinlenmeye değer olduğu sonucuna varırsa, ikinci aşamada esasa girerek ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin doğru olup olmadığını araştırır. Dava dilekçesinde ileri sürülen sebebin gerçek olduğu kanısına varması halinde ise istem kabul edilerek asıl dava hakkında yeni bir karar verilir.
    Olayımıza gelince; davalı ... tarafından taşınmazın paydaşı ..."ya velayeten dava konusu edilen ... No’lu parselin diğer paydaşları ... ve ... aleyhine ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005 / 3 esas 2005 / 81 karar sayılı dosyasında paydaşlığın giderilmesi davası açılmış, o davanın davalısı durumunda olan davacı ...’e dava dilekçesi 31.01.2005 tarihinde kızı ... imzasına tebliğ edilmiştir. Yargılama aşamasında aynı zamanda davacı ...’nun vekili olan Av. ... davacı ...’ten almış olduğu 21.3.2005 tarihli genel vekaletnameyi 23.03.2005 tarihli oturumda mahkemeye sunarak o tarihten itibaren davayı aynı zamanda davacı ... vekili olarak takip etmiştir. Yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile dava konusu ... parsel No’lu taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine ilişkin olarak verilen karar temyiz edilmeksizin 04.06.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine taşınmaz yapılan ihale ile 04.01.2008 tarihinde 10.550 TL bedelle davalı ...’e satılmıştır. Davacı işbu davada HMUK’nun 445 / 8. maddesine dayanarak o davada yetkilendirmediği vekil aracılığı ile temsil edildiğini, verdiği vekaletnamenin tapunun adına devri ve intikallerinin yaptırılmasına yönelik olduğunu ileri sürmüş ise de vekaletname davada temsili de içerir genel bir vekaletname olup devir ve intikal konusunda özel bir vekaletname verilmiş değildir. Paydaşlığın giderilmesi davasının iki taraflı olma özelliği gereği davacı ... vekili olan Av. ...’in o davada aynı zamanda ...’i temsil etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Paydaşlığın giderilmesi davasında davacı, yöntemine uygun düzenlenmiş vekaletname ile vekili aracılığı ile temsil edilmiş olduğundan davada HMUK’nun 445 / 8. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi koşulları oluşmamıştır. Mahkemece bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara