Esas No: 2013/14926
Karar No: 2013/27424
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/14926 Esas 2013/27424 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalının sahibi ve yaptıranı olduğu inşaattan kaba inşaat olarak daire ve dükkan satın aldıklarını, davalının, inşaatın projesinde asansörün de bulunduğunu belirterek pazarlık yaptığını ve tüm ortak yerlerin bitirileceğini beyan ettiğini, daire ve dükkanlarını alıp yerleşmelerine ve aradan yıllar geçmesine rağmen davalının halen asansör, dış cephe boyası, çatı vb. ortak yerleri yaptırmadığı için oturma ruhsatını alamadıklarını, oturma ruhsatını alamadıkları için de halen inşaat elektriği ve suyunu kullandıklarını, ortak yerlerin ve inşaatın bitmemesi, kat mülkiyetinde geçilememesi nedeni ile mağdur olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla keşif sırasında tespit edilecek eksikliklerin, projeye aykırılıkların davalıya tamamlattırılmasına veya kendileri tarafından tamamlanması için yetki verilmesine ve keşifle belirlenecek bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı zamanaşımı def"inde bulunmuş, taşınmazların davacılara kaba inşaat halinde satıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 4077 SY"nın 4. maddesinin 4. fıkrası gereğince konut satışlarında öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığı gerekçesi ile zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyize dilmiştir.
1-Tapu kayıtlarından, davacılardan bir kısmının dava konusu binada dükkan sahibi oldukları, dolayısıyla 4077 sayılı Yasa"da tanımlanan tüketici tanımına uymadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, dükkan sahipleri yönünden açılan davanın tefrik edilerek genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, bu kişiler yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-4077 sayılı kanunun 4.maddesine göre ayıplı imalatlar 5 yıl, eksik işler ise 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Borçlar Kanunu"nun 198. maddesi gereğince muayene külfeti teslimden itibaren başlar. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle dava konusu dairelerin davacılara ne zaman teslim edildiği araştırılarak, tapu kayıtları da incelenmek suretiyle, dava konusu dairelerin davacılara devir tarihlerinin belirlenerek ve buna göre zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, mahkemece 12.04.2005 yılında kat mülkiyetinin oluşturulduğu gerekçesi ile zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-1 no.lu bentte yazılı bozma nedenine göre, dükkan sahiplerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 3.bentte açıklanan nedenle dükkan sahiplerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.