20. Hukuk Dairesi 2011/17297 E. , 2012/5277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2007/2765-2695 sayılı ve 09.07.2007 günlü bozma kararında özetle: “Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan orman araştırmasına göre taşınmazın orman sayılmayan yer olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek taşınmazın davacı adına tesciline dair hüküm kurulmuş ise de; bu kabul, dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi eksik incelemeye dayalıdır. Dosyada yer alan orman bilirkişileri raporları arasında orman tahdidi yönünden çelişki olduğu gibi, hava fotoğrafları getirtilmemiş, orman amenajman planı haritasındaki (OT) rumuzunun üzerinde orman emvali bulunmayan ancak orman toprağı olan yer olduğu düşünülmeden orman içi ve bitişiği boşluk alan işareti olarak kabulü de hatalıdır. Mahkemece mahallinde icra olunan keşiflerden ve uzman bilirkişilerin raporları ile mahkemenin 29.02.2002 tarihli keşifteki gözleminden taşınmazın dere yatağı içerisinde bulunduğu, %40-45’in üzerinde eğime sahip olduğu anlaşılmaktadır. Dere yatağı hususunda jeolog raporu alınmamış, taşınmazın ne şekilde kullanıldığı, bu kullanımın ekonomik amaca uygun olup olmadığı başka bir deyişle taşınmazın zilyetlikle kazanılmaya elverişli yerlerden olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Yine davacının dayandığı 1938 tarih 1187 nolu vergi kaydının dava konusu taşınmaza ait olduğu kabul edilmiş ise de vergi kaydı gereği gibi uygulanmamış, hudutları zeminde işaretlettirilmemiş, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemeyeceği de düşünülmemiştir. Davacının dayandığı vergi kaydı yöntemine uygun şekilde uygulanmalı, sınırları arz üzerinde belirlenmeli, taşınmazın eğimi, toprak yapısı, dere yatağı olup olmadığı hususunda uzman ziraat ve jeolog bilirkişilerinden rapor alınmalı, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemeyeceği düşünülmeli, orman tahdidinin kadastro tespitinden sonra kesinleştiği gözönünde tutularak taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ve önceki raporlardaki çelişkileri de giderecek şekilde kapsamlı rapor alınmalı, zilyetlikle ilgili yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, kadastro tespit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilmeli, mahkemenin 29.02.2002 tarihli keşifteki gözlemi de dikkate alınarak ve tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu Atalar köyü 139 ada 1 nolu parselin tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Bölgede, 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 05/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.