Esas No: 2020/1981
Karar No: 2022/4807
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1981 Esas 2022/4807 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/1981 E. , 2022/4807 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, şantaj, tehdit, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Karar-Hükümler : 1- Sanık ... hakkında hakaret suçundan TCK’nın 125/2, 129/3, 62, 52/2, CMK’nın 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar
2- Sanık ...’in şantaj, sanıklar ...ve ...’nin tehdit suçlarından CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine ilişkin hükümler
3- Sanıklar ...ve ...’nin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan CMK’nın 223/2-e. maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine ilişkin hükümler
4- Sanıklar ...ve ...’nin görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/2, 62, 53/1-a-c-d-e. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyetlerine ilişkin hükümler
Hakaret suçundan sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ile şantaj suçundan sanık ...’in, tehdit ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanıklar ...ve ...’nin beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıklar ...ve ...’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ...ve ... müdafileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanık ... hakkında hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda merciide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B) Sanık ... hakkında şantaj suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ... ile katılan ... arasındaki uzun yıllara dayanan arkadaşlık ilişkisinin 2013 yılı yaz aylarında sona erip, sanık ...’in diğer sanık ... ile arkadaş olmasının ardından, katılan ...’yla tekrar görüşerek, onunla bir otelde buluşup, katılan ... ile olan cinsel birlikteliklerini gösteren videoyu ve katılan ...’nın iç çamaşırlı fotoğraflarını kaydettikten bir süre sonra, katılan ...’nın, sanık ...’ten, beraber oldukları dönemde verdiği 15.000,00 TL tutarındaki parayı talep ettiğinde, sanık ...’in, katılan ...’ya, para isteminden vazgeçmediği takdirde, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerini yakın çevresine yayacağını söylediği iddiasına dayalı olarak sanık ... hakkında TCK’nın 107. maddesindeki şantaj suçundan kamu davası açıldığı olayda;
Hükmün gerekçesindeki mahkemenin kabulüne ve dosyada mevcut delil durumuna göre, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmamasından dolayı sanık hakkında CMK'nın 223/2-e. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığından bahisle aynı Kanunun 223/2-a. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının E harfiyle gösterilen bölümünün, “E- Sanık ...’e yüklenen şantaj suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-e. maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C) Sanıklar ...ve ... hakkında tehdit ile verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, sanıklar ...ve ... hakkında görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar ...ve ... müdafileri ile katılan vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
1- Sanık ...’in, kullanıcısı olduğu cep telefonundan, eski kız arkadaşı olan ve hemşire olduğunu ifade eden katılan ...’ya, onunla birlikte oldukları dönemde kaydettiği cinsel içerikli özel görüntülerini ve yeni kız arkadaşı olan diğer sanık ...’yi kastederek; “Şu an pc başındayım. Eğer azzama süleymana bir de kardeşine tabi mustafaya yollamazsam anamı s..sinler… Sen anca öyle anlarsın.”, “Hastaneye yaydırmazsam o. çocuğuyum… Eskiden acıdım sana uzak tuttum.”, “Evine yollamayan mehmetin anasını s..sinler.”, “Gamzeye videoları vermezsem anamı s..sinler.”, “Huzurunu bozarım senin” biçiminde, daha sonra, sanık ...’nin, katılan ... ile aynı hastanede çalışan ve onun arkadaşı olan tanık Elif’in cep telefonuna; “Bana bak Hülya’ya söyle, benimle uğraşmasın. ...beni seviyorsa, peşimden koşuyorsa benim yapabileceğim hiçbir şey yok. Adam yalvarıyor ona döneyim diye!!! Video olayına gelince; biz nişanlanıyorduk, onun 8 senedir beceremediğini adam bana 7 ayda yapmaya kalkıştı. Bütün sülalesi dünden razıydı. Senin gibi paçozla olamayacağını hepsi bana söyledi!!! Ama yine terkedildiğiyle kaldı. Sebebi çok açık, bilgisayarında videonu yakaladım ve hepsini fotoğraflarınla birlikte hani siyah çamaşırlı olan baltürkteki kendi telefonuma yedekledim. Şimdi benimle daha fazla uğraşıp numaramı ona buna dağıtmaya kalkışırsan ve benle ilgili tek bir hamle daha yaparsan nasıl videolar yayınlanıyor seyret. Babamı aradın, sesimi çıkarmadım, numaramı dağıttın, sesimi çıkarmadım, eğer bir tek daha hamle yaparsan anında videon ailenin eline ulaşacak. Ben ... S. ...A.ya benzemem. Bu da kulağına küpe olsun...” biçiminde mesajlar göndermek suretiyle TCK’nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu işledikleri iddiasıyla sanıklar ...ve ... hakkında kamu davası açıldığı olayda,
Sanıklara isnat edilen ve sübutu kabul edilen eylemlerin, TCK’nın 106/1-2. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçunu oluşturacağı gözetilerek, CMK'nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, hakkında hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... hakkında, “…mesajların hakaret niteliğinde bulunduğu, TCY’nın 106/1-1 maddesine düzenlenen tehdit suçunu oluşturmadığı…”, sanık ... hakkında da, “katılanın hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırının bulunmadığı, eylemin TCY’nın 106/1-1 maddesinde belirtilen suçu oluşturmadığı” biçimindeki yetersiz gerekçelere ve eksik incelemeye dayalı olarak CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi,
2- İncelenen dosyada; sanıklar ...ile ... hakkında düzenlenen 26.12.2014 tarihli iddianamede; sanık ... ile katılan ...’nın bir süre arkadaşlık yaptıkları, sanık ...’in, arkadaş oldukları dönemde cinsel ilişkiye girdikleri sırada katılan ...’nın fotoğraflarını ve görüntüsünü çekip kaydettiği, bir süre sonra tarafların ayrıldıkları, ayrılmalarını müteakip sanık ...’in, daha önceden çekip kaydettiği bu fotoğraf ve görüntüleri, yeni kız arkadaşı olan diğer sanık ... ile paylaştığı; sanık ...’nin de, önce diğer sanık ...’in kendisine verdiği katılan ...’ya ait fotoğrafları, yaklaşık on gün kadar sonra da 14.06.2014 tarihinde, katılan ...’ya ait görüntüleri cep telefonu vasıtasıyla tanık Elif’e gönderdiği, arkadaşı olan tanık Elif’in anlatımı üzerine katılan ...’nın olaydan haberdar olup, şikayetçi olduğu ve sanıklar tarafından paylaşılıp gönderilen görüntüleri ibraz ettiği, böylece sanık ...’in, katılan ...’ya ait cinsel ilişki sırasında çekilmiş görüntüleri diğer sanık ...’ye gösterip onunla paylaşmak ve sanık ...’nin de bu görüntüleri katılan ...’nın arkadaşı olan tanığa göndermek suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu birlikte işledikleri iddialarına dayalı olarak, sanıklar ...ile ... hakkında iştirak halinde ve zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kamu davası açıldığı ve söz konusu davanın Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/26 Esasına kaydedildiği,
Sanıklar ...ile ... hakkında düzenlenen 29.12.2014 tarihli iddianamede; sanık ...’in, eski kız arkadaşı katılan ... ile birlikte oldukları dönemde kaydettiği katılan ...’nın cinsel içerikli özel görüntülerini, yeni kız arkadaşı olan diğer sanık ...’ye verdiği, sanık ...’nin ise 17.05.2014 tarihinde, katılan ...’nın arkadaşı olan tanık Elif’e, katılan ...’nın iç çamaşırlı resmini gönderdiği iddialarına dayalı olarak, sanıklar ...ile ... hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı ve söz konusu davanın Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/20 esasına kaydedilip, 20.03.2015 tarihli karar ile Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/26 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/26 esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli ve 2016/7-127-2018/482 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesine göre, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiildir. Mahkeme, fiilin hukuki niteliğini takdirde iddia ve savunmalarla bağlı değildir. Kanunun açık ve kesin olan bu hükmü karşısında, mahkemece sanığın yargılama sonucunda sabit kabul edilen fiilinin hukuksal niteliğine göre hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekir. Fiilin nitelik yönünden ikiye bölünerek aynı fiilden dolayı birden fazla hüküm kurulması ise Ceza Muhakemesi Kanununa aykırılık oluşturacaktır.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ...ile ...’ye isnat edilen ve 17.05.2014 tarihinde başlayıp, 14.06.2014 tarihinde sona erdiği iddia olunan eylemlerin, katılanın cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin özel görüntülerinin dava konusu edildiği dikkate alındığında, bir bütün halinde zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve mahkemenin fiilin hukuki niteliğini takdirde iddia ve savunmalarla bağlı olmadığı gözetilmeden, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan beraat, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan zincirleme suç koşullarının oluşmadığının kabulüyle mahkumiyet kararı verilerek, CMK’nın 225. maddesine aykırı olacak şekilde birden fazla hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanık ... ve adı geçenin yeni kız arkadaşı olan diğer sanık ...’nin savunmalarında yer alan; sanık ...’in eski kız arkadaşı olan katılan ...’nın kendilerini ve ailelerini sürekli rahatsız edip, aralarındaki ilişkiyi bitirmeye ve sanık ... ile tekrar birlikte olmaya çabaladığı, bu amaçla; sanık ...’e ait uygunsuz görüntüleri adı geçenin resmi nikahlı eşine, kayınpederine ve arkadaşı ...’a gönderdiği ve sanık ...’in resmi nikahlı eşinden boşanıp, diğer sanık ... ile arkadaş olması üzerine de aynı eylemlerini devam ettirdiği, sanık ... ile birlikte oldukları süreçte kaydettikleri cinsel içerikli görüntüleri ve mesajları, sanık ...’ye gönderdiği, sanık ...’nin telefon numarasını başka erkeklere dağıttığı, sanık ...’nin resimlerini herkese yaydığı, sanıklar ...ve ...’ye hakaret ettiği iddialarının ve katılan ... tarafından sanık ...’ye gönderildiği iddia olunarak dosyaya sunulan; “Sana g.tlük yaptım senden ayırdım”, “Duyduğuma göre memetle barışmışsın”, “Bak bana bu videoları yolladı. Hep seni izliyorum, seni düşünüyorum diye. He bunu da yeni çektik. Sana da söz verdirdi mi Hülya’yla konuşmuycan diye. Sana gösteririm yine mesajlarını”, “Yolluyorum telefonu babana okuyun beraber”, “Ben senin gibi gurursuz olmadığım için…”, “Saf ...…”, “Senin o aşkın daha iki önce bana beni nasıl sevdiğini söylüyordu. Telefonu babana yolluyorum. Mesajları okusun. Gurursuz…” vb. mesajların doğruluğu araştırılıp, mevcut delillerle birlikte irdelenerek, olayın çıkış nedeni ve gelişimi ile ilk haksız eylemin kimden geldiğine ilişkin bir değerlendirmede bulunulup sonucuna göre haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği takdirde, şüpheli kalan bu hal nedeniyle sanıklar ...ve ... lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, “Sanıklar her ne kadar özel durumlarının ve telefonlarının yakınlarına anlatıldığı ve başka kişilere katılan tarafından dağıtıldığını ileri sürmüş iseler de bu hususta da katılanın, sanıkların ilişkisi konusunda sanıklarla konuştuğu ancak özellikle ...'nin telefonunu başka kimselere verdiği yönünde soyut iddiadan başkaca delil elde olunamamış sanıklar yararına haksız tahrik hükümleri uygulanmamıştır.” biçimindeki yetersiz gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Sanık ... hakkında, hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verilmesine ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı 2 yıl 1 ay hapis cezası hükmedilmesine rağmen sanığın adli sicil ve arşiv kaydı da bulunmadığı halde, hükmün gerekçesinde; “Sanık ...'in daha önce yargılanıp hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiştir.” biçiminde ibarelere yer verilerek, gerekçede karışıklığa neden olunması,
c) Adli sicil ve arşiv kaydında iftira suçundan hükümlülüğü bulunan sanık ... hakkında, söz konusu ilamın kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı örneği getirtilerek, sonucuna göre sanık ... hakkında TCK’nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
d) T.C. Anayasa Mahkemesinin TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan ve hükümden önce 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan iptal kararına yanlış anlam verilerek, sanıklar hakkındaki mahkumiyet kararında TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunluklarının uygulanmaması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ...ve ... müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.