Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/23428 Esas 2022/16155 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/23428
Karar No: 2022/16155
Karar Tarihi: 10.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/23428 Esas 2022/16155 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hakkında açılan izin tecavüzü suçuna dair yapılan yargılama sonucunda hükmün geri bırakılmasına karar verilmiş, ancak kararın tefhim şekli ve kanun yolu hakkı konusunda yanıltıcı ifadeler kullanıldığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiştir. Bu nedenle, suç tarihlerine göre zaman aşımı süresi hesaplandığında, sanığın suçun gerektirdiği cezanın üst sınırına göre 8 veya 12 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan yapılan yargılama sonucu verilen hüküm yerinde görülmemiş ve hüküm BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri: 1632 sayılı Yasaya Muhalefet suçu, 5271 sayılı CMK'nın 263. maddesi, Anayasa'nın 40/2, CMK'nun 34/2, 231/2 ve 232/6 maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 67. maddeleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi, 5271 CMK'nun 223/8. maddesi.
7. Ceza Dairesi         2021/23428 E.  ,  2022/16155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 1632 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin sanığın izin tecavüzünde bulunduğu tarihleri kapsayacak şekilde 04.03.2007-02.04.2007 şeklinde gösterilmesi yerine 02/04/2007 şeklinde gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
    Sanık hakkında izin tecavüzü suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 18.05.2009 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karar tarihinde başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan sanığın yüzüne karşı tefhim olunan hükme yönelik yasa yollarına başvurma hakkı hatırlatılırken 5271 sayılı CMK'nın 263. maddesine göre bulunduğu ceza infaz kurumu müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek de kanun yollarına başvurabileceği belirtilmediği gibi kanun yolu başvuru süresinin kararın tefhiminden itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine "tefhiminden/ tebliğinden" itibaren başlayacağının belirtilmesi suretiyle yanıltıcı ifadenin kullanıldığı ve bu haliyle tefhimin Anayasa’nın 40/2, CMK’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmadığı ve gerekçeli kararın da sanığa tebliğ edilmediği anlaşılmakla; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresinde suç işlendiğinden bahisle yeni esasa kaydedilen dosyada sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi Kanuna aykırı ise de;
    Suç tarihlerinin 04.03.2007-02.04.2007 olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının da durmadığı gözetildiğinde, suç tarihi itibarıyla sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkında ilk mahkumiyet hükmünün verildiği 25.02.2008 tarihinden itibaren 8 yıllık olağan dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 5271 CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 10.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara