Esas No: 2022/1651
Karar No: 2022/4954
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1651 Esas 2022/4954 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/1651 E. , 2022/4954 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK'nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK'nın 85/1, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirle öldürme suçundan sanık hakkında Dairemizin 16.10.2012 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2013 tarihli ve 2012/654 Esas - 2013/48 Karar sayılı kararının 29.03.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 13.04.2017 tarihinde TCK'nın 86/2-3-e. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve Niğde 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 09.02.2021 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.01.2022 tarihli ve 2021/166 Esas - 2022/41 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 1. fıkrasında “Duruşma sonunda, 232'nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.”, 2. fıkrasında “Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.”, 4. fıkrasında “Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.”, 11. fıkrasında “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” hükümleri yer almaktadır.
Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın denetim süresi içinde suç işlemiş olması nedeniyle yeniden duruşma açılmasının amacı, oluşan yeni durum karşısında, duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanığı haberdar edip, bu şekilde savunma hakkının kısıtlanmasını önlemektir. Bununla birlikte duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine rağmen sanığın duruşmaya katılmaması halinde, önceki savunma ile yetinilerek, hüküm kurulabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık hakkında ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı kovuşturma evresinde, sanığa duruşma gününü bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edildiği gibi, sanık müdafiinin de duruşmanın ilk ve hükmün tefhim edildiği ikinci oturumunda hazır bulunduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki; “Sanığın, yeterli, açıklamalı bilgi içermeyen; gelmediği takdirde hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağına ilişkin ayrıntılı uyarıyı içermeyen, davetiye ile yokluğunda yapılan yargılanma neticesinde, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilerek, sanığın savunma hakkının kısıtlanması” nedenine dayalı olarak hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanık ...’ın, açık havada, gündüz vakti, yerleşim yeri dışında, bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama, zemini kuru, 7 metre genişliğinde, düz ve hafif eğimli yolda, yönetimindeki kamyonla ve beyanına göre 70 km hızla seyirle geldiği üç yönlü (Y) kavşaktan hız azaltmaksızın geçmek istemesi üzerine, gidişine göre sağ taraftan, fasılalı kırmızı ışık ve “Dur” trafik levhasıyla uyarıldığı halde durmayıp, geçiş önceliğine uymaksızın kavşağa giriş yapan Arif idaresindeki kamyonla kavşak içerisinde çarpışmaları sonucu Arif’in öldüğü olayda;
Sanığın, 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında tali kusurlu olduğuna, TCK’nın 85/1. madde ve fıkrası gereğince temel cezanın asgari hadden 2 yıl hapis cezası olarak tayin edilmesine ve duruşmadaki olumlu davranışlarından dolayı hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.