Esas No: 2019/12883
Karar No: 2022/4958
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/12883 Esas 2022/4958 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/12883 E. , 2022/4958 K.Özet:
Sanık, hakaret, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından mahkum edilmiştir. Hakaret suçundan dolayı verilen adli para cezası hükmü temyiz edilmemiştir. Şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından mahkum edilmesine karar verilmiştir ancak verilen cezaların alt ve üst sınırları arasında hakkaniyete uygun bir ceza tayini yapılmamıştır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyete karşı mağdurun şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle bozma kararı verilmiştir. TCK'nın 125/2, 107/2, 136/1 ve 134/1 maddeleri uyarınca sanığın hakaret, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları hakkında yaptırımlar belirlenmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : 1- Hakaret suçundan TCK’nın 125/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 125/1, 43/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Şantaj suçundan TCK’nın 107/2. maddesi yollamasıyla aynı
Kanunun 107/1, 43/1, 62/1, 52/2, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan TCK’nın 136/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
4- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas - 2009/114 Karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında hakaret suçundan dolayı 11.02.2016 tarihinde doğrudan hükmedilen 1860 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Sanık hakkında şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ...’ın nişanlısı olan mağdur ...’tan ayrılıp, daha sonra mağdurla tekrar görüşme isteklerine olumlu yanıt alamayınca, nişanlı oldukları dönemde mağdur için harcama yaptığını iddia ederek, mağdurdan para talep ettiği ve bu talebinin de mağdur tarafından kabul edilmemesi üzerine, kullanıcısı olduğu elektronik posta hesabından, mağdurun kullanımındaki elektronik posta hesabına, 03.01.2012 tarihinde; “Borcunu en kısa zamanda alıcam haberin olsun 2.000 tl ayrıca çıplak fotoğrafların ve kilodunda duruyor aksi takdirde bunlarıda babana bizzat ulaştıracağım”, 06.01.2012 tarihinde; “aksi takdirde aramazsan 4. Gün ağzından burnundan fitil fitil gelicek günler yakındır”, 08.01.2012 tarihinde; “hiç bir şey demiyorum kendin bilirsin üzülmeni istemezdim ama çok üzüleceksin” biçiminde ve benzeri elektronik iletiler göndermesinin ardından, mağdur adına Facebook hesabı açarak, mağdurun günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği fotoğraflarını bu hesap üzerinden yayımladığı ve son olarak mağdura ait telefon numarasını bir sohbet sitesinde paylaştığı iddia ve kabulüne konu olayda;
Sanığın üzerine atılı zincirleme şekilde şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarının sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiş; TCK'nın 61/1. madde ve fıkrasında yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. madde ve fıkrası gereğince işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddelerde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi; şantaj suçundan hükmedilen 1 yıl 15 gün hapis cezasının, TCK’nın 49/2. madde ve fıkrası gereğince kısa süreli olmaması nedeniyle aynı Kanunun 50/1. madde ve fıkrasında düzenlenen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi ve kabule göre de günlüğü 20 TL’den adli para cezasına çevrilirken 7600 TL yerine 6300 TL hükmolunarak sanığa eksik ceza tayini; bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdura karşı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu birden fazla işleyen sanık hakkında TCK'nın 43/1. madde ve fıkrasında düzenlenen zincirleme suç hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni olarak kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
C) Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
Sanık ...’ın, mağdur ...’ın özel hayatına ilişkin bilgileri ifşa ederek, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanığa isnat edilen TCK'nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca takibinin şikayete tabi olduğu, mağdurun karar tarihinden sonra hüküm mahkemesine sunduğu 23.05.2018 hâkim havale tarihli kimlik tespiti içeren dilekçesinde sanığa yönelik şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından, TCK'nın 73/6. madde ve fıkrası uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.