Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2351 Esas 2011/3114 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2351
Karar No: 2011/3114
Karar Tarihi: 05.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2351 Esas 2011/3114 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Bağ-Kur ve SSK'dan birlikte aylık almaya hak kazandığını iddia ederek geri alınmaması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme davacının, 1479 sayılı Yasaya göre bağlanan ikinci yaşlılık aylığının başlangıcı itibarıyla iptal edilerek, yersiz ödenen aylıkların işlemiş faiziyle birlikte iadesinin istenilmesine dair davalı Kurum işleminin iptali ile BK’nun 63 maddesi gereğince iyiniyetli olana davacıdan ödenen aylıkların geri istenemeyeceğinin tespiti istemine ilişkin dava açtığını belirtmiştir. Mahkeme davacının çifte yaşlılık aylığı alma durumunu dikkate alarak dava reddedilmiştir. Ancak, yersiz ödenen aylıkların borçlu olmadığının tespitine dair karar eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verilmiştir. Kanun maddeleri: 506 sayılı Yasa, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu. Kurum alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara 5510 sayılı kanunun 96. maddesi uygulanır. Geri ödemelerin kapsamı belirlendikten sonra ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işlemi genel hükümlere göre yapılır.
(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/2351 E.  ,  2011/3114 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, Bağ-Kur ve SSK."dan birlikte aylık almaya hak kazandığının tespiti ile geri alınmaması gerektiğine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava nitelikçe 01.12.1986 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanan davacıya 01.11.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya göre bağlanan ikinci yaşlılık aylığının başlangıcı itibarıyla iptal edilerek, yersiz ödenen aylıkların işlemiş faiziyle birlikte iadesinin istenilmesine dair davalı Kurum işleminin iptali ile BK’nun 63 maddesi gereğince iyiniyetli olana davacıdan ödenen aylıkların geri istenemeyeceğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının hizmet akdi ile yurt dışında çalıştığı süreler dikkate alındığında, 01.10.1972-31.03.1986 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olamayacağı, Bağ-Kur ve SSK’dan çifte yaşlılık aylığı almanın mümkün bulunmadığı, SSK’dan yaşlılık aylığı alınırken Bağ-Kur’dan tahsis talep edilmesi nedeniyle iyi niyetten söz edilemeyeceği, yasada öngörülen süre geçtiğinden Bağ-Kur’a ödenen primlerin kurum alacağından mahsubunun mümkün bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacının Bağ-Kur’dan aldığı yaşlılık aylığının iptaline yönelik kurum işlemi doğru olup buna yönelik davanın reddi isabetlidir. Ancak yersiz ödenen aylıkları borçlu olmadığının tespitine ilişkin istemin reddine dair karar, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verilmiştir.
    01.10.2008 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan 506 sayılı Yasanın 121/2. maddesinde yanlış ve yersiz ödendiği anlaşılan her türlü gelir, aylık ve sigorta yardımlarının 84. maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı, Kurumun genel hükümlere göre takip hakkının saklı olduğu bildirilmiştir. 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Yersiz ödemelerin geri alınması” başlıklı 96’ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüştür.
    Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili"ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin sigortalının kasıtlı kusurlu davranışından veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
    Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir. HGK."nun 06.04.2011 günlü, 2010/21-726 E, 2011/68 K., 15.06.2011 günlü, 2011/21-362 E., 2011/409 K., 06.07.2011 günlü, 2011/21-402 E., 2011/472 K. Sayılı kararları da bu yöndedir.
    Gerek 506 sayılı gerekse 5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesinde, Kurum"un kusurlu olduğu işlemler sonucu yapılan yersiz ödemelerin ve yersiz ödemeden faydalananın iyi niyetli olması hallerinde yapılan fuzuli ödemelerin geri alınamayacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yapılacak iş davacıya Bağ-Kur’dan bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcı itibarıyla iptaline ilişkin kurum işlemi yerinde bulunduğundan, 01.12.1987-01.01.2009 tarihleri arasındaki yaşlılık aylıklarının ödenmesinin davacının kasıtlı ve kusurlu davranışlarından mı, yoksa davalı ..."nun hatalı işleminden mi kaynaklandığı, değerlendirilmek, 5510 sayılı Yasanın 96. Maddesi dikkate alınarak, yersiz ödenen aylık miktarı ile iade ve faiz sorumluluğunun kapsamını belirlemek ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara