Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2345 Esas 2011/3113 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2345
Karar No: 2011/3113
Karar Tarihi: 05.04.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2345 Esas 2011/3113 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2010/2345 E.  ,  2011/3113 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, davalı işveren nezdinde Ağustos 1993-21.12.1999 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01.08.1993-21.12.1999 tarihleri arasında geçen çalışmaların kesintisiz olduğunun ve Kuruma eksik bildirilen sürenin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile başka işyerinde geçen kısa süreli çalışmalar dışında, davacının 09.09.1994-21.12.1999 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı, 391 günlük çalışmanın Kuruma bildirildiği, 855 günlük çalışmanın ise kuruma bildirilmediğinin tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Şirket adına tescilli 20449 sicil numaralı işyerinden davacının 09.09.1994, 10.10.1995,24.07.1996, 12.09.1997, 14.08.1998, 17.09.1999 tarihlerinde işe başladığını gösterir işe giriş bildirgelerinin verildiği ve toplam 391 günlük çalışmanın bildirildiği görülmüştür.
    Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
    Somut olayda; davacının çalışmalarının, 09.09.1994-24.12.1999 tarihleri arasında (Talep 21.12.1999 tarihine kadar.) davalı işveren tarafından kısmi olarak bildirildiği, duruşmada dinlenen tanıklar, işin mevsimlik olarak yürütüldüğünü ifade ettikleri halde bu husus hükümde nazara alınmamıştır. Çalışılan iş yerinin niteliğinin, özellikle davacı tarafından yapılan işin devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı ile sezonluk niteliğinde olup olmadığının kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş olması, bu husus açıklığa kavuşturulmadan çalışma sürelerinin tam çalışma olarak kabul edilmiş olması isabetli bulunmamaktadır.
    Öte yandan davanın kabul ve reddedilen bölümüne göre yargılama giderlerinin bölüştürülmesi ve taraflar yararına avukatlık ücreti takdiri gerekirken HUMK 417. Maddesine aykırı olarak tarafların yaptığı yargılama gideri ve vekalet ücretinin üzerlerinde bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş; işin süreklilik arz edip etmediğini, sezonluk nitelikte ise davacının tespitini istediği dönemdeki çalışmasının davacının yaşı da dikkate alınarak sezonluk mu yoksa çalıştığı bölüm itibarı ile tüm senelik mi olduğunu, günde kaç saat çalışıldığını belirlemek, işin mevsimlik iş olup olmadığı ve mevsimlik ise sezonun başlama ve sona erme tarihlerinin, gerektiğinde mahkemece keşif yapılarak ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, eksik inceleme ve araştırma ile HUMK 417. Maddesine aykırı biçimde yazalı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverene iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara