Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16554 Esas 2012/4862 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16554
Karar No: 2012/4862
Karar Tarihi: 02.04.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16554 Esas 2012/4862 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı Hazine tarafından istenilen tescil davasının duruşması sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından incelenen hükümde, yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığına karar verilmiştir. Davacı Medeni Yasanın 713. maddesine dayanarak taşınmazın tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun kesinleştiği anlaşılmıştır ve yapılan tahdit uygulaması usule uygun değildir. Ayrıca, taşınmazın babasından kaldığı bildirildiği halde babası yönünden araştırma yapılmamış ve 713. maddenin 4. fıkrası uyarınca köyde yapılması gereken ilanın yapılmadığı araştırılmadan sonuç kararı verilmiştir. Mahkemece talep doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak orijinal arazi kadastro paftaları getirtilmesi, orman kadastrosu ve eski tarihli belgelere dayanarak taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadığına göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 4721 sayılı Medeni Yasa'nın 713. maddesi, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar, 5304 sayılı Y
20. Hukuk Dairesi         2011/16554 E.  ,  2012/4862 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.03.2009 tarih ve 2009/ 3998-5292 sayılı bozma kararında; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı 4721 sayılı Medeni Yasanın 713. Maddedeki kazandırıcı zamanaşımı ziliyetliği sebebine dayanarak taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dosya içerisindeki bilgilerden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun 1999 yılında kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası üzerinde taşınmaz nokta şeklinde gösterilmiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanarak dava konusu taşınmaz ile en yakın kadastro parselleri ile bağlantılı denetlemeye elverişli kroki düzenlenmemiştir. Yapılan tahdit uygulamasıda usule uygun değildir. Ayrıca, davacı tarafından taşınmazın babasından kaldığı bildirildiği halde 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamalar yönünden davacının babası yönündende araştırma yapılmamış, 713. maddenin 4. fıkrası uyarınca köyde yapılması gereken ilanın yapılıp yapılmadığı araştırılmadan yapılmış ise buna ilişkin ilan tutanakları dosyaya getirtilmeden, işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Mahkemece, öncelikle taşınmazın bulunduğu ... köyü ile komşu ... Köylerine ait orijinal arazi kadastro paftaları getirtilip, kenarlaştırılma yapılarak taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı ve orijinal paftalarda dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı saptanmalıdır.
    Orman kadastrosu 1999 yılında kesinleştiği ve dava tarihine kadar 20 yıllık taşınmaz edinme süresi dolmadığından, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı hem eski tarihli belgeler hemde kesinleşmiş orman tahdit haritasının uygulanması ile belirlenmesi gerekir. Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası (orijinalinden renkli fotokopi), hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan yer kazanılmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 tarih ve 31/13E.K.;14.03.1989gün ve 35/13E.K.ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K.sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkralarıda
    03/03/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürülükten kaldırılmış olduğundan bu yollardan ormandan toprak kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orijinal renkli memleket haritası ve kesinleşen orman kadastrosu haritası kadastro haritası ölçeğine çevrildikten sonra yine kadastro paftası ölçeği bu haritalar ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra bu haritalar birbiri üzerine ablike edilerek düzenlenecek bu haritalarda ... köyü ve ... köyündeki komşu ve yakın komşu parsellerin birlikte gösterildiği,ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan,duraksamaya yer vermeyecek şekilde  kroki düzenlettirilip,yalnız büro incelemesine değil uygulama ve araştırmaya dayalı,bilirkişilerin onayını taşıyan bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, 1959 ve 1970 çekimli hava fotoğrafları ile 1985-1990 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları da uygulanarak, taşınmazın bu fotoğraflarda ne olarak göründüğü saptanmalı, ... ve ... köylerine ait orman tahdit tutanaklarında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin nasıl gösterildiği araştırılmalıdır. Ayrıca, taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilerek, davacı 1937 tarih ve 123 tahriri numaralı Batısı ve Güneyi orman Doğusu dere ... katılmış taşınmazı okuyan vergi kaydına dayandığı ve vergi kaydı miktar fazlası, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayıldığından ve orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmediğinden miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği ” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüyle taşınmaz baraj suları altında kaldığından ve tescili mümkün olmadığından (A) ile gösterilen 4746,03 m2"lik taşınmazın davacı ...’a  ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 16.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Çınarcık köyünde genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılmış, ancak çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede ... köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
     Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 02/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara