Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4717 Esas 2022/6342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4717
Karar No: 2022/6342
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4717 Esas 2022/6342 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı ve davacı arasında yapılan sözleşmenin iptali için açılan davada, davalının ödediği depozito bedelinden kalan kısmı iade etmemesi sebebiyle itirazın iptali istenmiştir. Mahkeme ilk olarak davayı görev nedeniyle reddetmiş, ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında davanın kabul edilmesine karar verilmiştir. Davalının buna karşı çıkması nedeniyle yapılan temyizde, davanın asıl alacak ve işlemiş faizleri yönünden iptaline ve %20 icra inkar tazminatının davacıya verilmesine karar verilmiştir. İkinci bentte ise yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda avukatlık ücretinin hesaplanması konusu açıklanmıştır. Hüküm fıkrasında ise \"29.143,01 TL\" rakamı yanlış yazıldığı için düzenlenmiş ve \"7.808,70 TL\" rakamı doğru olarak yazılmıştır. Kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak Türk Borçlar Kanunu'nun 177. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/4717 E.  ,  2022/6342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile evlilik töreni için bir ziyafet satış sözleşmesi imzaladığını, ancak nişanlısından ayrıldığı için evlilik töreni yapılma imkanı kalmadığını ve bu durumu davalıya bildirdiğini, ancak davalının ödediği 25.000 Euro depozito bedelinden 7.000 Euro'nun iade edileceğinin, kalanının iade edilmeyeceğinin, iptal ücreti olarak alıkonacağının söylediğini, tahsili için yapılan icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; sözleşmeye göre 18.000,00 Euro'nun “no show” ücreti olarak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın görev nedeniyle reddine dair verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan ) 13. Hukuk Dairesinin 03/12/2015 tarihli ve 2015/34280 E. 2015/35340 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin görevli olduğu, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada davanın kabulü ile itirazın 18.000 Euro asıl alacak, 66,58 Euro işlemiş faiz yönünden iptaline, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22/05/2019 tarihli ve 2018/2236 E. 2019/6436 K. sayılı kararıyla; Uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzası inkar edilmeyen sözleşmenin incelenmesi gerekeceği, 16/09/2013 tarihli sözleşmede, sözleşme bedelinin açıkça 84.960 Euro olduğu, 8. maddesinde ise 119 ila 90 gün öncesine kadar organizasyonun iptali halinde %25 karşılığı 18.000 Euro iptal ücreti ödeneceği düzenlendiği, yukarıda değinildiği şekilde sözleşme değeri 84.960 Euro olup iptal ücretinin de açıkça %25'i olan 18.000 Euro olduğu düzenlendiğinden, müzakere edildiği anlaşılan sözleşme nedeni ile davacının bu bedeli ödemek zorunda olduğu düşünülmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, davacı tarafın karar düzeltme istemi üzerine de Dairemizin 13/04/2021 tarihli ve 2020/8622 E. 2021/4055 K. sayılı kararıyla; davacının yaptığı 25.000 Euro ödemenin Türk Borçlar Kanunu'nun 177. maddesinde zikredilen bağlanma parası olduğu, davacının dava dilekçesindeki beyanları ve dilekçe ekindeki iptal iradesini içeren ihtarname, davalının da bu
    ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihe açıkça bir itirazı olmaması karşısında, davacının organizasyona 123 gün kala iptal iradesini davalıya bildirdiğinin kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede ise 123 gün kala yapılan iptalde herhangi bir kesinti yapılacağına dair bir düzenleme bulunmadığı; Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, anılan yasal düzenleme ve tarafların beyanları da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken sehven yazılı gerekçe ile bozulduğu gerekçesiyle Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22/05/2019 tarih ve 2018/2236 E.-2019/6436 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün değişik gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece; davanın kabulü ile itirazın 18.000 Euro asıl alacak, 66,58 Euro işlemiş faiz yönünden iptaline, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre avukatlık ücretinin hesaplanması gerekmektedir.
    Ne var ki, mahkemece, açıklanan bu kurala uyulmadan vekalet ücretine hükmedilmiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan "29.143,01 TL" rakamının çıkartılarak yerine "7.808,70 TL" rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara