Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17017 Esas 2012/4764 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17017
Karar No: 2012/4764
Karar Tarihi: 29.03.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17017 Esas 2012/4764 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/17017 E.  ,  2012/4764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, Orman Yönetimi ve birkısım davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... köyü 128 ada 1 parsel sayılı 20689615,83 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasayla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş ve tutanak 15.06.2007 – 17.07.2007 tarihleri arasında kısmi ilana çıkarılmıştır. Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava dilekçelerinde sınırlarını belirttikleri taşınmazların orman sınırları içinde bırakıldığını, bu taşınmazların ormanla ilgisinin bulunmadığını, tespitin iptali ile adlarına tescili talebi ile ayrı ayrı dava açmışlardır. Aynı parsele yönelik açılan davalar birleştirilmiştir. Mahkemece, davacılar ... ve ..."in davasının feragat nedeniyle reddine, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..."ın fen bilirkişisi raporunda 3 numara ile gösterilen taşınmaza ilişkin davasının sübut bulmadığından reddine, davacılar ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ... ve ..."in davasının kabulüne ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde 1 numara ile gösterilen 467,81 m² yüzölçümlü taşınmazın ... adına, aynı raporda 5 numara ile gösterilen 1234 m² yüzölçümlü taşınmazın ... adına, aynı raporda 8 numara ile gösterilen 2043,79 m² yüzölçümlü taşınmazın ...mirasçıları adına, aynı raporda 2 numara ile gösterilen 1464,55 m² yüzölçümlü taşınmazın ... adına, aynı raporda 6 numara ile gösterilen 2722 m² yüzölçümlü taşınmazın ... adına, aynı raporda 7 numara ile gösterilen 3101,50 m² yüzölçümlü taşınmazın... adına tapuya kaydına karar verilmiştir. Hükmün Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Hükmüne uyulan 08/11/2010 tarih, 2010/ 10730- 13827 sayılı bozma ilamında “ Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlandırılmasına itiraz ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
    1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada fen bilirkişisinin raporunda 1 ve 8 numara ile işaretlediği taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, 1 ve 8 numaralı bölümlere ilişkin olarak Orman Yönetimi ve Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2) Orman Yönetimi ve Hazinenin fen bilirkişisi raporunda 2, 5, 6 ve 7 numara ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince, mahkemece bu taşınmazların gerçek kişiler adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, 2 numara ile işaretli taşınmazın 3 tarafı orman ile çevrili olup dosya arasındaki resimlere göre 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
    Aynı bilirkişi raporunda 5, 6 ve 7 numara ile işaretli taşınmazların dosya arasındaki resimlere göre kullanılan bir yer olmadıkları gibi bu taşınmazlar birlikte olarak dört tarafı itibariyle kesinleşen orman ile çevrili oldukları ve bu nitelikleri ile 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde oldukları, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
    6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
    Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi
    orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da AnaYasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, Yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece değinilen yönler gözetilerek fen bilirkişi raporunda 2, 5, 6 ve 7 numara ile işaretli yerlere ilişkin olarak gerçek kişilerin davasının reddi gerekirken, dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Ayrıca, birleşen 2007/44 E. sayılı dava dosyası arasında davalı olmayan ancak tutanak aslı bulunan 112 ada 7 numaralı parsel hakkında tutanakların devredilmesi halinde tapu sicil müdürlüğüne, aksi takdirde kadastro müdürlüğüne geri çevrilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken sicil açık kalacak nitelikte herhangi bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda fen bilirkişi krokisinde 1 ve 8 numara ile gösterilen bölümlerle ilgili olarak evvelce verilen hüküm onandığından bu bölümlerin önceki kararda olduğu gibi davacılar adına tesciline, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde 2, 5, 6, 7 numaraları ile gösterilen bölümleri hakkında açılan davaların reddine; 1 ve 8 numaralı bölümler çekişmeli taşınmazdan ifraz edildikten sonra kalan bölümlerin tespit gibi orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline, mahkemenin 2007/44 Esas- 2008/ 52 Karar sayılı dosyası arasında bulunup davaya konu olmayan 112 ada 7 parsele ait tutanakların kesinleşmesi sebebiyle tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine ve temyiz eden gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 29/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara