Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4609 Esas 2022/6568 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4609
Karar No: 2022/6568
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4609 Esas 2022/6568 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, davalının bilgisi dışında açılan kredili bankomat hesabı nedeniyle oluşan tazminat davasında, maddi tazminatın kabulüne, ancak manevi tazminatın reddine karar vermişti. Ancak, davalı tarafından yapılan itirazlar sonucu verilen ek kararda, davalının karar düzeltme talebinin reddedilmesi hatalı bulundu ve temyiz talebinin reddine karar verildi. Asıl karara yönelik yapılan temyiz itirazları ise bozmayı gerektirecek nitelikte değildi ve hükmün onanmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici Madde 3 atfıyla uygulanan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432, 426/F-1 ve 440. maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2022/4609 E.  ,  2022/6568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün ve 25/02/2016 tarihli ek kararın süresi içinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; ilçede Avukat olması nedeniyle, davalı banka ile uzun yıllar süren kredi ilişkisi olduğunu; ancak, 31/03/2004 tarihinde bilgisi dışında kredili bankomat hesabı açılarak para çekilmiş olduğunu, aleyhine ve asıl krediye kefil olan kişilere icra takibi başlatıldığını, kendisinin böyle bir krediden bilgisinin olmadığını, bu durumun bankada iki çalışanın tutuklanması üzerine başlatılan inceleme ile anlaşıldığını; bu krediden dolayı borcu olmadığının tespitine ilişkin açılan davanın kabulüne ilişkin kararın kesinleştiğini ileri sürerek; bilmeden bu kredi hesabına yatırmış olduğu 11.870TL'nin ve icra takiplerinin kesinleşmiş karara rağmen devam ettirilmesi nedeniyle itibarı sarsıldığından 5.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 9.129,91TL'nin kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, 5.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; kararın davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 07/09/2015 tarihli, 2015/17782 Esas ve 2015/26497 Karar sayılı kararla, " Mahkemece, olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı gözetilerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmelidir." gerekçesiyle bozulmuş; bu kez davalı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dinar Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla), 25/01/2016 tarihli ek kararla; karar düzeltme başvurusu süresinde olmadığından, reddine karar verilmiştir.
    Davalı bu kez, 08/02/2016 tarihinde tebliğ edilen karar düzeltme talebi ret kararına ilişkin 18/02/2016 havale tarihli dilekçesi ile karar düzeltme başvurusunun reddi kararının incelenmesi ile birlikte, temyiz yoluna başvurmuştur.
    Dinar Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla), 25/02/2016 tarihli ek kararla bu defa, temyiz başvurusu süresinde olmadığından temyiz talebinin reddine; asıl hükme ilişkin olarak, maddi tazminat istemi yönünden hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; ek karar ve asıl karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1)Davalının 25/02/2016 tarihli ek karara yönelik, temyiz itirazının incelenmesinde;
    HUMK'nın 432. maddesinin yollamasıyla 426/F-1. maddesi gereğince mahkemelere sadece temyiz istemi yönünden tanınmış olan "kanuni süre geçtikten sonra temyiz yapılması veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa kararı veren mahkemenin temyiz isteminin reddine karar verebileceğine ilişkin" hak, karar düzeltme bakımından tanınmadığından, karar düzeltme talebinin yerinde olup olmadığını irdelemek görevi Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olup, mahkemece ek kararla davalının karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, mahkemece verilen karar düzeltme talebinin reddine ilişkin 25/01/2016 tarihli ek kararın ve devamında temyizin reddine dair 25/02/2016 tarihli ek kararın, kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
    Karar düzeltme dilekçesinin incelemesinde ise;
    Yargıtay kararı düzeltme isteyen tarafa 11/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve karar düzeltme dilekçesi 21/01/2016 gününde verilmiş bulunduğuna göre HUMK’nın 440. maddesindeki onbeş günlük süre geçmiş olduğundan süre bakımından dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2)Davalının, asıl karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Dinar Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) 25/01/2016 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ek kararı ile temyizin reddine ilişkin 25/02/2016 tarihli ek kararının kaldırılarak davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının asıl karara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara