20. Hukuk Dairesi 2011/10529 E. , 2012/4714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili ile Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Yayla köyü, ... mevkiinde bulunan ve kuzeyinde 241 ve 242 parseller, güneyinde 34 parsele komşu bulunan ve durum haritasında (C) olarak gösterilen 6848.78 m2 büyüklüğündeki tapusuz ve tescil harici bırakılmış taşınmazın, irsen intikal ve eklemeli zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının yararına gerçekleştiğini ileri sürerek adına tescili istemiyle dava açmıştır
Mahkemece davanın kabulüne, davaya konu ... mevkiinde, kuzeyinde ve kuzey batısında ..."a ait taşınmaz, batısında ..."a ait taşınmaz, güneyinde fundalık, doğusunda ..."e ait iki parça taşınmaz ile çevrili 6848,78 m2 yüzölçümündeki tarım arazisi vasfındaki taşınmazın davacı ... adına tesciline, karara fen bilirkişisinin krokisinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 1966 yılında seri bazında yapılarak kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmazlar kayalık-fundalık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. madde hükümlerinin davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; ziraat uzmanı bilirkişi, raporunda taşınmazın 35-40 yıllık zeytin bahçesi niteliğinde tarım arazisi olduğunu, Orman bilirkişi de kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığını ve eski tarihli (1957) memleket haritasında ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirtmişse de orijinal renkli memleket haritası rapora eklenmediği gibi, dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren memleket haritaları ve hava fotoğrafları ile araştırma yapılmamıştır, yine taşınmazın sınırdaki dereden kazanılıp kazanılmadığı konusunda jeolog bilirkişi dinlenmemiş ve orman kadastro haritası ve uygulaması yeterli değildir.
3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp
kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen Orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen steroskopik çift hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, öncelikle kesinleşen orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman ya da 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte orman sınırının taşınmazın güneyindeki dereyi takip ettiği gözönünde bulundurularak 1968’li yıllarda hazırlanan memleket haritasında derenin konumu kadastro paftası ile irtibatlı olarak saptanmalı ve taşınmazın dereden kazanılıp kazanılmadığı yönünden jeolog bilirkişiden rapor alınmalı, taşınmaz orman sayılan yerlerden değil ise öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanından bu konularda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 28.03.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.