Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/11413 Esas 2022/5269 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11413
Karar No: 2022/5269
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/11413 Esas 2022/5269 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın ses veya görüntülerin kayda alınması suçundan mahkumiyetine karar verdi. Ancak sanık ve avukatı karara itiraz ettiler. Yapılan incelenme sonucunda, sanığın önceden TCK'nın 286. maddesi tarafından cezalandırılmakta olan suçun önödeme kapsamına alındığı ve usulüne uygun önödeme ihtarının yapılmaması nedeniyle hüküm bozuldu. Ayrıca, sanığın cezasının çevrildiği sırada TCK’nın 50/1-a yerine 51-a olarak yanlış yazılması da bozma nedeni oldu. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK'nın 286/1, 50/3, 51/1-a, 52/2-4 ve CMK'nın 232/6. madde ve fıkrası, 251. maddesi ve 7188 sayılı Kanunun 5. maddesi 1-d bendi.
12. Ceza Dairesi         2019/11413 E.  ,  2022/5269 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Ses veya görüntülerin kayda alınması
    Hüküm : TCK'nın 286/1, 50/3, 51/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Ses veya görüntülerin kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
    1- Sanık ...’in, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan yargılandığı Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/2153 esasına kayıtlı dava dosyasına sunduğu reddi hakim talebini içerir 28.03.2012 tarihli dilekçesinin ekinde, aynı mahkemenin 21.03.2012 tarihli duruşmasına ait kesintisiz ses kaydını delil olarak ibraz etmesini müteakip, anılan mahkemece, kovuşturma işlemleri sırasındaki seslerin yetkisiz olarak kayda alınmasından dolayı suç duyurusunda bulunulmasının ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, TCK'nın 286. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ses veya görüntülerin kayda alınması suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı olayda;
    Sanığın, altı aya kadar hapis cezası yaptırımı öngören TCK'nın 286/1. madde ve fıkrasındaki ses veya görüntülerin kayda alınması suçunu işlediğinin iddia edilmesi ve hüküm tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 12. maddesi ile TCK'nın 75. maddesinde yapılan değişiklikle anılan suçun önödeme kapsamına alınması karşısında, usulüne uygun önödeme ihtarı yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
    2- Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 286. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen “ses veya görüntülerin kayda alınması” suçuna ilişkin olduğu, “ses veya görüntülerin kayda alınması” suçu için TCK'nın 286. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının “altı aya kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas - 2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile “...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...” ibarelerinin, aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
    Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3- Kabul ve uygulamaya göre de:
    Sanığa hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği esnada, uygulama maddesinin; “TCK’nın 50/1-a” yerine “TCK'nın 51-a” olarak yanlış yazılması suretiyle CMK'nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara