20. Hukuk Dairesi 2011/17049 E. , 2012/4684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve müdahil davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 255 ada 3 ve 254 ada 6 parsel sayılı 17457,84 m² ve 3691,97 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden, zeytinlik niteliği ile 6831 sayılı Yasanın 2. madde sahası içinde kalması nedeni ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların kendi zilyetliğinde bulunan zeytinlik olduğu adına tescili iddiası ile dava açmış, müdahil Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, orman niteliği ile Hazine adına tescili iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesindeki “...’ın kullanımındadır” şerhinin silinmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve müdahil Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/07/2009 gün ve 2009/9689-11707 sayılı ilamıyla; “Çekişmeli taşınmazların, uzman orman bilirkişi tarafından resmi kesinleşmiş tahdit ve 2. madde haritalarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olup, 2. madde sahası içinde kaldığı anlaşıldığına göre orman yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ve davacının sair itirazların reddi gerekmiştir. Ancak, davacı tescil talep ettiğine göre çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, mahkemece davacı gerçek kişi lehine muhdesat ve zilyetlik şerhi konulması konusunda yeterli araştırma yapılmadan, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlarda tasarrufu edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesine yönelik isteklerde tasarruf edenlerin kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi, bu tür taşınmazları kullanan kişilere satılmasını gündeme getireceğinden (2924 sayılı Yasa madde 11/1-III) tasarruf edenlerin kadastro tutanağında gösterilmesiyle ilgili davalarda istekte bulunan kişinin;
a) Orman köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadığının,
b) Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az beş yıldan beri o yerde ikamet edip etmediğinin,
c) Taşınmaz edinmedeki sınırlamaların araştırılması yasa gereği olup (2924 S.Y. m.11, 3402 S.Y. m.14) bunun yargıcın doğru sicil oluşturma görevi içinde bulunduğu gözetilerek, bu hususun Orman Bakanlığına verilmiş bir görev olarak değerlendirilmesinin doğru bulunmadığının gözönünde tutulması gerekmektedir (2924 S.Y. m.1-11/I-III, 6831 S.Y. m.2/B, H.G.K. 09.06.1999 t.1999/8-187 E.-492 K. sayılı; H.G.K. 10.11.1999 t. 1999/7-903 E.-944 K. sayılı kararları).
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının 2924 sayılı Yasanın 11/1-III maddesine göre lehine kadastro tutanağının beyanlar hanesine şerh verilmesine hak kazandığının anlaşılması halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın cinsi, ihdas tarihi, adedi, iktisap sebebi, bilirkişi ve tanıklardan sorulup, ziraat mühendisine de tesbit ettirmek suretiyle belirlemek, bunların davacıya ait olup olmadığını tesbit ettikten sonra tutanağın beyanlar hanesine davacı lehine şerh vermekten ibarettir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın ve müdahil davacı Orman Yönetiminin davasının reddine, çekişmeli taşınmazların zeytinlik niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmazların beyanlar hanesine orman rejimi dışına çıkarılan yerlerden olduğunun yazılmasına, kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki “... kızı ...’ın kullanımındadır” şerhinin silinmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve müdahil davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasaya göre yapılıp 1981 yılında kesinleşen 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davacı ve müdahil davacının davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece bozma kararı doğrultusunda 2924 sayılı Yasa uyarınca muhdesat ve zilyetlik şerhi araştırması yapılmış ve davacı gerçek kişinin 2924 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az beş yıldan beri çekişmeli taşınmazların bulunduğu köyde ikamet etmediği gerekçesiyle davalı yararına olan zilyetlik şerhinin silinmesine karar verilmiş ise de, yargılama sırasında yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. madde ile "EK MADDE 4 - 6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." hükmü getirmiş olduğundan, muhdesat ve zilyetlik araştırmasının bu madde hükmüne göre yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Davacı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ..."a iadesine 28/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.