Esas No: 2013/13867
Karar No: 2013/26392
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/13867 Esas 2013/26392 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından babası ... ve kardeşi ... aleyhine 19.09.2000 tanzim ve 15.10.2000 vade tarihli 100.000.00.TL bedelli senedin tahsili için 27.06.2002 tarihinde kambiyo senedine mahsus yolla icra takibinde bulunduğunu, takibin devamı sırasında 17.07.2003 tarihinde babasının vefat etmesi üzerine davalının da muris babasının mirasçıları olarak kendisi ve kardeşi ... adına ödeme emri gönderdiğinde öğrendiğini, dava dışı kardeşi ..." ın ekonomik sıkıntıya düştüğü sırada davalıdan faizle 55.000.DM para aldığını ve karşılığında da muris babasına ait 4 adet daire ve hisseli yer ile teminat olarak 100.000.00.TL" lık senet verildiğini, kardeşinin borcu ödemesine ve bedelsiz kalmasına rağmen davalının teminat olarak alınan senedi tehdit ederek iade etmediğini ayrıca muris babasının senedin tanzim tarihinde yaklaşık 100 yaşında olduğunu, akli melekelerinin zayıf olduğunu, senedi imzaladığı anda bilincinin yerinde olmadığını ileri sürerek 19.09.2000 tanzim ve 15.10.2000 vade tarihli 100.000.00.TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, mirasçıların birlikte dava açması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Her ne kadar mahkemece, davacının murisin ehliyetsiz olması nedeniyle davaya konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden TMK." nun 701. ve devamı maddeleri gereğince bu davanın tereke adına açılması gerektiği, davacı ile birlikte diğer mirasçı ..." ın da dava açması gerektiğiancak tüm mirasçıların bu davada yer almadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; TMK." nun 599. maddesindeki "mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereğince kazanacakları gibi, miras bırakanın borçlarından da kişisel olarak sorumlu olurlar." hükmü gereğince davalı tarafından muris borçlu ..." ın vefatı üzerine mirasçıları adına takibe devam etmesi üzerine zaten takibe konu bonoya kefil olarak imza atan ve bu zamana kadar takibe karşı herhangi bir dava açmayan diğer mirasçı ..." ın açılan davaya katılması veya icazet vermesinin mümkün olmadığı; "çoğun içinde azı da vardır" ilkesi gözönünde bulundurularak davacının muris ..." dan gelen miras hissesi oranında borçlu olmadığının tespitini talep ettiği kabul edilerek bu miras hissesi yönünden işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.