Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2186 Esas 2011/1936 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2186
Karar No: 2011/1936
Karar Tarihi: 7.3.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2186 Esas 2011/1936 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/2186 E.  ,  2011/1936 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2 maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
    Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir
    Davacı sigortalının davalıya ait tavuk kesimhanesinde çalışırken 12.4.2003 tarihinde öğle tatil arasında elini yıkamak için girdiği tuvalette yerlerin ıslak olması nedeniyle kayıp düşmesiyle sağ elini kapı altına sıkışması sonucu bileğinden yaralandığı iş kazası sonucu %26 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda sigortalının %40 davalı şirketin %60 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    B.K"nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 15.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 5.000,00TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine,
    “1- Davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatının 12.4.2003 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine , fazla istemin reddine
    3-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, vekil ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.800,00 TL, avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden aynı Tarife uyarınca hesaplanan 1.800,00 TL avukatlık ücretlerinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine
    4-Davacı tarafından yapılan toplam 626,80-TL yargılama giderinden ret ve kabul oranına göre takdiren 229,31-TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına
    5-Alınması gereken 810,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 553,50- TL nispi harcın mahsubuyla bakiye 225,50-TL nisbi harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından peşin yatırılan 553,50-TL nisbi harç ile 13,10- TL başvuru harcı olmak üzere toplam 566,60-TL harc giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 7.3.2011 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.

    Hemen Ara