20. Hukuk Dairesi 2011/16230 E. , 2012/4655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve bir kısım davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 348, 350, 357 ve 359 parsel sayılı sırasıyla 39200,00 m², 24500,00 m², 15200,00 m² ve 18200,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, dava dışı 14 adet (13 adet) taşınmaza da revizyon gören tapu ve vergi kaydına dayanılarak pay oranlarına göre ... ve paydaşları adına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen Hazine, taşınmazlarda iktisap şartlarının gerçekleşmediği ve kısmen ormandan açıldığı iddialarıyla dava açmıştır. Mahkemece, Hazinenin davalılardan ... ve ... yönünden açtığı davanın husumet yönünden reddi ile bu davalılara ait payların uhdelerinde bırakılmasına, diğer davalılar yönünden açılan davanın esas yönünden reddine ve taşınmazların pay oranlarına göre davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından önce onanmış, sonrasında Hazinenin itirazı üzerine karar düzeltme yoluyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 26.11.1993 tarih 1993/787-12270 sayılı bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmazlara revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının kapsamının belirlenmesi yönünden yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu ancak taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiği belirtilerek hükmün onanmasına karar verilmiş ise de; tesbite dayanak yapılan tapu ve vergi kayıtlarının iç içe girdiği, tapu kaydında yazılı miktarın 20000,00 m² olduğu, tapu kaydının miktarının ise 50000,00 m² olduğu, taşınmazların haritasında gösterildiği gibi kadastro dışı fundalık alanla çevrili bulunduğu, tapu ve vergi kayıtlarının iç içe girdiği değişebilir sınırlı oldukları dosya içeriği ile anlaşılmaktadır. Tapu ve vergi kaydına göre tespit edilen taşınmazların yüzölçümleri toplamı 195500,00 m²’dir. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesi hükmüne göre bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla sulu toprakta 40 dönüm, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz edinebilmesi mümkündür. Çekişmeli parsellere revizyon gören ve daha fazla miktarlı vergi kayı yüzölçümü 50 dönüm olduğuna göre ve çekişmeli taşınmazlar yönünden geçerli bir paylaşımın yapılmadığı da belirlenmiş olmakla, davalı tarafın edinebilecekleri taşınmazların toplam yüzölçümü 150000,00 m²’den ibarettir. Bu durumda, vergi ve tapu kaydına göre tesbit edilen ve tesbit tutanağında yazılı bulunan dava dışı diğer komşu parsellere ait tutanakların getirtilmesi, bunların kesinleşip kesinleşmediklerinin belirlenmesi ve davalı tarafın yararına 3402 sayılı Kadastro Yasanının 20. hükmüne göre tercih hakkının sorulması, tapu ve vergi kaydının revizyon gördüğü taşınmazların tümünde davalı tarafın 150 dönüme tamamlanarak davalılar adına, geri kalan kesimin ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ve mahkeme kararının bozulması gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek zuhulen onandığı anlaşıldığından
Hazinenin karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün belirtilen gerekçeler ile bozulmasına karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı Hazinenin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu Kesim köyü 348 parselin tamamen, 350 parselin ise fen bilirkişi Muzaffer Dertlinin 23/08/2002 tarihli raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen 15500,00 m² bölümünün davacı Hazine adına; 357 ve 359 parsellerin tamamı ile 350 parselin de krokide (A) ile gösterilen 9000,00 m² bölümünün pay oranlarına göre davalı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve bir kısım davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 27/03/2012. gününde oybirliği ile karar verildi.