Esas No: 2010/1880
Karar No: 2011/1925
Karar Tarihi: 7.3.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1880 Esas 2011/1925 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1479 sayılı Yasaya tabi ödediği primlerin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, kesinleşen mahkeme kararı ile iptal edilen 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık kapsamında ödediği primlerin ödeme tarihlerinden faizleriyle birlikte iadesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının ödediği pirim miktarları hükümde açıkça gösterilerek, her bir ödemenin, ödeme tarihini takip eden aybaşlarından itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, Kula Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 15.5.2008 tarihli Kararında; davacının 17.11.1999-25.9.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık süresindeki çalışmalarının SSK’na tabi olarak geçtiğinin tesbitine, davacının 17.11.1999 tarihinden sonra Bağ Kur sigortalılığının iptali ile prim borcunun bulunmadığının tesbitine dair verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.9.2008 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği ve Kurumun mahkemeye yazdığı yazı ve eklerinde davacının Bağ Kur sigortalılığı için 25.7.2000-14.5.2002 tarihleri arasında ödediği toplam 1.651,83-TL prim alacağının bulunduğunun bildirildiği ve dosya kapsamında davacının bu primlerin ödenmesi için Kuruma başvuruda bulunduğunu gösteren bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 61. maddesine göre geçerli bir neden olmaksızın veya gerçekleşmemiş ya da sonradan ortadan kalkmış bir nedene dayanılarak alınmış olan şeyin iadesi gerekir. Sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetli ya da kötü niyetli olması istirdat hakkının esasını etkilemez ise de iade ile sorumlu olanın paranın faizi ile sorumlu tutulup tutulamayacağı konusunda etkilidir. İyi niyetli sebepsiz zenginleşen direnime düştüğü andan itibaren direnme faizi ödemekle yükümlüdür. Somut olayda davacının 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalıştığı işyerinde işverenin baskısı ile dava dışı ... AŞ. ve kurucu ortak olmak suretiyle 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, yapılan bu usulsüz tescil işleminin davacının ve dava dışı işverenin ortak eylemi souncu gerçekleştirildiği, davalı Kurumun bu konuda bir bilgisinin bulunmadığı görülmekle temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz ödemekle sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
1479 sayılı Yasa’nın 55 maddesinde yanlış ve yersiz olarak alındığı anlaşılan primlerin, alındığı tarihten itibaren 10 sene geçmemiş ise, sigortalıya geri verileceği belirtilmiştir . Somut olayda davacı primlerin iadesi için Kuruma başvuruda bulunup Kurumu temerrüde düşürmediğinden mahkemece dava dilekçesi ile talep edilen miktar için dava tarihi, ıslah edilen miktar için ise ıslah tarihi yerine dava konusu primlerin davacı tarafından dava dışı işverenin baskısı ile işini kaybetmek korkusu ile davalı Kuruma yersiz olarak ödendiği gerekçesi ile davacı ile dava dışı işerenin hukuka aykırı eyleminin sonuçlarını davalı Kuruma yüklemek suretiyle ödeme tarihini takip eden aybaşından itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümünün silinerek yerine
“1-Davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından 25.7.2000-14.5.2002 tarihleri arasında ödenen 1.650,00 TL prim tutarının dava tarihinden 1.83 TL"nın ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine
2- Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 575,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın kısmen reddi nedeniyle aynı tarife uyarınca 575,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine
3-Davacı tarafından yapılan toplam 138,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre takdiren 115,00 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine kalanın davacı üzerine bırakılmasına
4-Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafında yatırılan toplam 51,90 TL harç giderinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 7.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.