Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/1097 Esas 2012/4630 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1097
Karar No: 2012/4630

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/1097 Esas 2012/4630 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, orman kadastrosuna itiraz ve kesinleşmiş mahkeme kararının hükümsüz olduğunu iddia ederek, orman sınır hattının iptali istemiyle dava açmışlardır. Ancak mahkeme, daha önce verilen kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak davayı reddetmiştir. Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, mahkemenin kararını onamıştır. Kararda, 1948 yılında yapılan orman kadastrosu ile 1984 yılında yapılan aplikasyonun yanı sıra 2896 sayılı yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2/B uygulamasının bulunduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararının dayandığı gerekçe ve 237. Maddenin hükümleri anlatılmıştır. Ayrıca avukatlık ücreti de belirtilerek, bu ücretin davacılardan alınarak eşit paylarla davalı yönetimlere verilmesine karar verilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2012/1097 E.  ,  2012/4630 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve kesinleşmiş mahkeme kararının hükümsüz olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili avukat ... tarafından istenilmekle tayin olunan 27.03.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile davalılar Orman Yönetimi vekili Avukat ... ve Hazine vekili Avukat ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Davacı ... ve arkadaşları 24.12.2009 tarihli dilekçeyle, Orman Yönetimi ve Hazine aleyhine, Nisan 1956 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalan 4595 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ... köyünde yapılan genel kadastroda 750 ada 20 parsel sayısı ile tespit görmüşse de, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın kabulüne ilişkin İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.1984 tarih 1978/622-406 sayılı kararı ile tespitin iptal edildiği, ancak bu yerin yörede 1984 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, bu şekilde kesinleşmiş mahkeme kararının hükümsüz kaldığını iddia ederek, mahkeme kararının hükümsüzlüğünün tespiti ve bu karar ile oluşturulan orman sınırlamasının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşmiş mahkeme kararının infaz edilemez ve hükümsüz olduğunun tespiti ve orman sınır hattının iptaline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 9 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1984 yılında yapılıp 01.05.1984 tarihinde ilan edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulaması vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve ... köyünde 1976 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, ... köyü 750 ada 20 sayılı parselin 4600 m2 yüzölçümüyle ve zeytinli tarla niteliğiyle, Nisan 1956 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı ile 22.07.1976 tarihinde ... adına tespit edildiği, 12.08.1977 ila 12.10.1977 tarihleri arasında yapılan askı ilanında yaptığı itirazı red edilen Orman Yönetimi tarafından 19.07.1978
    tarihinde davalı ... aleyhine, 750 ada 20 sayılı parselin kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldığı iddia edilerek, tespitin iptali ve orman tahdidine ilişkin tutanak ve haritaların olduğu gibi tapu kütüğüne aktarılması istemiyle açılan davanın, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin 1795, 1796, 1797 numaralı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ile orman sınırları içinde bırakıldığının belirlendiği gerekçesiyle kabulüne, parselin tespitinin iptaline ve 1948 tarihinde kesinleşmiş eski orman tahdidinin tapuya olduğu gibi aktarılmasına ilişkin İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.1984 gün ve 1978/622-406 sayılı kararının kesinleştirme şerhli onaylı sureti ya da dosya aslı getirtilmesede, dosyada bulunan suretinde yargı harçlarının karar lehine olan davacı ... Yönetimi tarafından yatırılmasının, mahkeme kararının kesinleştiğinin delili olduğu gibi, ... oğlu tarafından Orman Yönetimi aleyhine 26.12.1990 tarihli dilekçeyle, ... köyü 750 ada 22 sayılı parselin kendisi adına tespit görmüşse de, orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla Orman Yönetimi tarafından açılan dava kabul edilerek tespitin iptal edildiği ancak, daha sonra parselin orman tahdidi dışına çıkarıldığı, taşınmazın geçmişte ve halen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının tespiti iddiasıyla açılan davanın, Türk hukukunda bu tür bir tespit davası açma olanağı bulunmadığı, taraflar arasında bu parselle ilgili görülen dava sonunda verilen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/622 esas ve 1984/406 karar sayılı kararının kesinleştiği, bu kararın H.Y.U.Y."sının 237. maddesi anlamında kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle reddine ilişkin 08.07.1991 gün ve 1991/4-610 sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.10.1994 gün ve 1993/8132-12077 sayılı kararı ile onandıktan sonra, Yargıtay kararı davacıya 19.11.1994, Orman Yönetimine ise 17.11.1994 tarihinde tebliğ edildikten sonra karar düzeltme yolu kullanılmadığı için kesinleştiği, bu kararın dahi tarafları için kesin hüküm oluşturduğu keza, ..."nun 1991/4 esasa kayıtlı dosyadaki 26.12.1990 tarihli dava dilekçesinde, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.1984 gün ve 1978/622-406 sayılı kararının kesinleştiğini kendisinin de kabul ettiği kesin hükümler dikkate alınarak, ... mirasçısı olan davacı gerçek kişilerin davalarının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere yükletilmesine, Yargıtay"daki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir edilen 900,00.-TL. avukatlık ücretinin red sebebinin ortak olmasına göre davacı gerçek kişilerden alınarak, eşit paylarla davalı yönetimlere verilmesine 27/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara