Esas No: 2022/1810
Karar No: 2022/5287
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1810 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/1810 E. , 2022/5287 K.Özet:
Ceza Dairesi 2022/1810 E. ve 2022/5287 K. numaralı kararda, davacının silahlı terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla 2008-2014 yılları arasında 2143 gün tutuklu kaldığı ancak sonunda beraat ettiği belirtiliyor. Davacı, tutukluluk sürecinde maruz kaldığı maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi talebiyle dava açmış, yerel mahkeme tarafından 47.392,60 TL maddi ve 47.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine hükmedilmişti. Ancak Ceza Dairesi incelemesinde, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmedildiği tespit edilerek, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın belirlenirken davacının sosyal ve ekonomik durumu, suçun niteliği, tutukluluk süresi gibi hususların dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bunun sonucunda, maddi tazminat miktarı 46.750,47 TL olarak belirlenmiş ve manevi tazminat miktarının tekrar değerlendirilmesi için hüküm bozulmuştur. Kararda, davacı lehine belirlenecek manevi tazminatın hak ve nesafet ilkeleri uygun, makul bir miktar olarak tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi (dava açma süresi)
- 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi (mahkeme kararlarının kesinleşmesi ve uygulanabilirliği)
- 1412 sayılı CMUK'un
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/217 Esas - 2016/20 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan 26.08.2008 - 09.07.2014 tarihleri arasında 2143 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 04.02.2016 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 250.000,00 TL maddi, 600.000,00 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 47.392,60 TL maddi, 47.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, davacının 26.08.2008 - 09.07.2014 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak tazminat talebinde bulunulduğu dikkate alınarak, belirtilen tarih aralığına ilişkin olarak 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 46.750,47 TL’nin maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, brüt asgari ücret üzerinden hesaplanan hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 46.750,47 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine, davacı vekilinin, hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.