Esas No: 2010/525
Karar No: 2010/3150
Karar Tarihi: 23.03.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/525 Esas 2010/3150 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, önalım davasında davacının bir payın iptali ve kendi adına tescilini talep ettiği ancak davalı tarafından reddedildiği bir davayı değerlendirmiştir. Davacı, payın satışının muvazaalı olduğunu iddia etmiştir ancak delil olarak yetersiz kalmıştır. Mahkeme, trampa yoluyla edinilen paya önalım hakkının kullanılamayacağını ve davacının talebinin kabul edilemeyeceğini kararlaştırmıştır. Kanun maddeleri: paylı mülkiyet hükümleri, önalım hakkı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... ve davacı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payların iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalının ...’den trampa yolu ile edindiği paya yönelik olarak açılan önalım davasının reddine, diğer paydaşlardan satın aldığı paylara ilişkin davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu ... No’lu parselin paydaşlarından olduğunu, davalının ise bu taşınmazdan pay satın alan ve haklarında önalım davası açılan ..., ..., ... ve ...’in vekili olup, bu davalarda adı geçenleri temsil ettiğini, anılan davalara ilişkin düzenlenen bilirkişi raporlarında davalının adının da paydaşlar arasında geçtiğini, davalının bu taşınmazda paydaş ... mirasçılarının payını satın aldığını bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilesi üzerine öğrendiklerini, ... mirasçılarının davacıya haber vermeden taşınmazdaki 6631 / 96000 paylarını davacının önalım hakkını kullanmasını engellemek için tapuda yüksek bedel göstererek davalıya devrettiklerini, bu hususun yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, davalının diğer dava dosyalarında davalıların vekili olmasının da bedelde muvazaayı belgeler nitelikte olduğunu, davacının yapılan pay satışından 05.01.2007 tarihinde haberdar olduğunu, yasal süresinde önalım hakkını kullandığını belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın dayanaksız açıldığını, yasalarda bir avukatın
müvekkilinin paydaşı olduğu taşınmazda pay edinmesini yasaklayan bir hükmün bulunmadığını, taşınmazın paydaşlarından ... mirasçısı ...’in belirtilen dava dosyası nedeniyle davalı ile temasa geçtiğini, yapılan görüşmeler sonucunda davalının sahibi olduğu dükkan ile ...’in davaya konu payını trampa etmeye karar verdiklerini, tapuda herhangi bir muvazaa olmadığını, davalının daha sonra da diğer mirasçıların paylarını satın aldığını, trampadan sonra satın alınan paylar hakkında önalım davası açılamayacağını, satış bedelinde de bir muvazaanın bulunmadığını, kaldı ki satış ve dava tarihleri arasında uzunca bir süre geçtiğinden pay değerinin dava tarihi itibariyle saptanmasının gerektiğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira yasada bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkı kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; paydaşlardan ... davacının da paydaşı bulunduğu ... No’lu parselde önalım hakkına konu edilen 2094 / 96000 payını 30.000 TL rayiç bedel gösterilerek davalıya ait aynı değerdeki ... Orman Çiftliği ... ada ... No’lu parselde bulunan zemin kat 22 No’lu deposunun 1 /2 payı ile 26.02.2006 tarihinde ... yevmiye numarası ile trampa ettikten sonra ... No’lu parselin diğer paydaşları ..., ..., ... ve ... de paylarını toplam 65.000 TL bedelle aynı tarihte bir sonraki yevmiye numarası olan ... yevmiye ile davalıya satmışlardır. Satış dışındaki temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Davacı her iki temlike karşı önalım davası açmış, davalıya 26.02.2006 tarihinde trampa şeklinde yapılan temlikin aslında muvazaalı olduğunu, gerçekte payın davalıya satıldığını iddia ederek muvazaa iddiasında bulunmuştur. Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Ne var ki davacı bu konuda delil olarak tanık bildirmemiş, yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporlarında da trampaya konu edilen paydaş ...’in payının değeri 21.842.38 TL, davalıya ait depodaki payın değeri 24.000 TL olarak birbirine yakın şekilde saptanmıştır. Trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkı olmaması, tanık deliline dayanılmaması ve dosya kapsamı itibariyle davacı tapuda trampa olarak yapılan temlikin gerçekte satış olduğunu kanıtlayamamıştır. Bu durumda 26.02.2006 tarihinde ... Yevmiye numarası ile geçerli bir trampa işlemi sonucu davalı taşınmazda paydaş haline gelmiştir. Yukarda açıklandığı üzere trampa yolu ile edinilen paya ilişkin önalım hakkı kullanılamayacağı gibi tapuda paydaş haline davalının bu trampanın peşi sıra satın aldığı paylara yönelik olarak davacının önalım hakkı bulunmamaktadır. Mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda ( 2 ) No’lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 750.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.