Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5493 Esas 2022/7007 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5493
Karar No: 2022/7007
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5493 Esas 2022/7007 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı, satın aldığı dükkanın zamanında teslim edilmemesi ve kira bedelinin ödenmemesi nedenleriyle davalılardan alacak talep etmiştir. Davalılar arasında yapılan birleştirilmiş davanın mahkemece kısmen kabul edilmesi ve kısmen reddedilmesi sonucu davalı ... Konut ... A.Ş. için vekalet ücretine hükmedilmemesi, daha sonra davalı şirketin vekili tarafından talep edilmesi üzerine, tavzih kararı ile 5.100,00-TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Tavzih kararı usul ve yasaya uygun olup, mahkeme kararı onanmıştır. Kararda, iki farklı kanun maddesi (HMK'nın 305. ve 305/A. maddeleri) açıklanarak, tavzih yolunun ne anlama geldiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmalıdır.
3. Hukuk Dairesi         2022/5493 E.  ,  2022/7007 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davaların kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, davalı .... vekilinin talebi üzerine vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden tavzihine karar verilmiş olup, tavzih kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Asıl ve birleşen davada davacı, davalı ....'nin ... projesine ait 27/01/2012 tarihinde yapılan ihalesinde... adresinde bulunan 1 Blok 2. bodrum kat 2 nolu dükkanı 2.090.000,00-TL bedelle satın aldığını, aralarında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 9. maddesinde taşınmazın teslim tarihinin 2012 yılı Mayıs ayı olduğunun ve en geç 9 ay uzatılabileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalılarca işyerinin fiziki olarak teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, uğradığı zararlar nedeni ile de (kira bedeli) herhangi bir ödemenin ihtara rağmen yapılmadığını, davalı ... Konutun satıcı, diğer davalının ise yüklenici olduğunu ileri sürerek, asıl ve birleşen davada ıslahen toplam 85.666,00-TL'nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Konut ... A.Ş., davacı ile yapılan sözleşmenin 14.8 maddesine göre sorumluluğun diğer davalıda olduğunu, bu projede arsa sahibi konumunda olduğunu, inşaat, satış, pazarlama işi ile ilgili hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Davalı ... A.Ş., sözleşme uyarınca talep edilen kira gelirinin muaccel olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece 29/12/2014 tarihli kararla, davanın kabulü ile 42.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen karar, davalıların temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesince (kapatılan) verilen 07/03/2017 tarihli ve 2015/36674 E. 2017/2891 K. sayılı kararla "1-)Davalı ... A.Ş.'nin temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Davalı ... Konut A.Ş. tarafından ileri sürülen temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; .... taşınmazı satın alan davacının dava konusu geç teslimden doğan zararlarını sadece davalı yüklenici ... A.Ş.'den talep edebileceğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece davacının sözleşmenin 14.8. maddesine göre geç teslimden kaynaklanan zararını davalı ... Konut A.Ş.'den talep edemeyeceği gözetilerek bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmaya gerektirir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davalı ... Konut yönünden asıl dava ve birleşen davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... yönünden asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile asıl davada 43.666,00-TL'nin 21/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine; birleşen davada 42.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı ... A.Ş.'den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. 11/04/2022 tarihli tavzih kararı ile de Harçlar Kanununa göre alınması gereken‭ 5.851,84-TL harcın, dava açılışta ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 1.392,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye‭ 4.459,04-TL harcın davalı ... A.Ş.'den alınarak hazineye gelir kaydına, asıl dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 6.476,58-TL vekalet ücretinin davalı ... A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Konut'a verilmesine, birleşen dava yönünden yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 6.260,00-TL vekalet ücretinin davalı ... A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Konut'a verilmesine, davacı tarafından yapılan ‭1.332‬,00-TL giderin davalı ... A.Ş.'den alınıp davacıya verilmesine, davalı ... Konut tarafından yapılan 36,00-TL giderin davacıdan alınarak davalı ... Konut'a verilmesine karar verilmiş, 11/04/2022 tarihli tavzih kararı; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacının tavzih kararındaki vekalet ücreti dışındaki düzeltmeler yönünden hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
    HMK’nın “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305. maddesinde; hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır.
    Anılan Kanun'a, 7251 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile ilave edilen “Hükmün Tamamlanması” başlıklı 305/A maddesinde; “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan düzenlemeyle, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde tarafların başvurması şartıyla, yargılamada ileri sürülen veya mahkemece kendiliğinden hükme geçirilmesi gereken ancak hüküm verilmeyen talepler hakkında mahkemece ek karar verilmesi, açıkça hüküm altına alınmıştır.
    Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir (HGK'nın 14/06/1967 tarihli ve 1967/9-462 E.,300 K. sayılı kararı).
    Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz.
    İlamın icraya konmasından sonra da ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. İcra müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisi yoktur. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir.
    Mahkemece asıl kararda, birleşen dava yönünden davalı ... Konut ... A.Ş. için vekalet ücretine hükmedilmediği ancak, daha sonra davalı ... Konut ... A.Ş. vekilinin talebi üzerine davalı ... Konut ... A.Ş. için 5.100,00-TL vekalet ücretine hükmedilerek asıl kararın tavzihine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    O halde; yukarıda açıklanan ilkeler nazara alınarak, mahkemenin 11/04/2022 tarihli tavzih kararı usul ve yasaya uygun olup onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan 11/04/2022 tarihli tavzih kararının ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi

    Hemen Ara