Esas No: 2010/14371
Karar No: 2011/1774
Karar Tarihi: 01.03.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/14371 Esas 2011/1774 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, SSK."lı süreleri hariç 30.09.1986-25.02.2010 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 30.09.1986-25.02.2010 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dışında kalan sürede 2926 sayılı Yasa"ya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 30.09.1986-25.02.2010 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dışında kalan sürede Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye,
Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, Tarım Satış Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Öte yandan Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Yapılan incelemede davacının 01.06.1985 tarihinde davalı Kuruma Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, Ziraat odası kaydının 01.01.1995, Tarım Kredi Kooperatifi üyeliğinin 07.04.2000, Pancar Ekicileri Kooperatifi üyeliğinin 05.12.1995 tarihinden itibaren devam ettiği, 22.02.1990 tarihinde intikal yoluyla edindiği 12 adet zirai arazisinin olduğu, 01.10.1986-28.02.1987 tarihleri arasında 1986/3 döneminde 90 gün, 1987/1 döneminde 60 gün 16.02.2004-29.02.2004 tarihleri arasında ise 14 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, ve kısa süreli 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalı çalışmaları nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 30.09.1986 tarihi itibariyle terkin edildiği ve prim ödemesi bulunmadığı görülmüştür.
Davacının terkin edildiği 30.09.1986 tarihinden sonra 506 sayılı Yasa"ya tabi kısa süreli sigortalılığının bitiminden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam edilebilmesi için tarımsal faaliyetin devam ettiğinin kayıtlarla ispatlanması gerekir. Somut olayda davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının sona erdiği tarihten itibaren tekrar tescilinin yapıldığı 25.02.2010 tarine kadar tarımsal faaliyette bulunduğunu gösteren bir zirai kaydının bulunmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş; davacının 22.02.1990 tarihinde intikal yolu ile ile edindiği taşınmazların edinme tarihinden önceki dönemde de hangi tarihten itibbaren kullanmaya başladığının araştırılarak, kadastrodan edindiği taşınmazlar ile ilgili kadastro tutanaklarını getirtip, terk işleminin yapıldığı 30.09.1986 ve öncesinde taşınmazları kullandığının anlaşılması halinde şimdiki gibi karar vermek aksi takdirde istemin reddine karar karar vermektir.
Mahkemece eksik inceleme ve noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.