(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/16675 E. , 2012/4503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.10.2010 gün ve 2010/8357 - 11654 sayılı bozma kararında özetle: " 1) Davacıların dava konusu taşınmazın krokide (A) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre uzman orman bilirkişi tarafından, resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada; orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle birlikte mahkeme kararı ile orman niteliğinde olduğu anlaşılan yerler 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince bitişikteki ormanlarla birlikte tapuya tescil edileceğinden kararda ayrıca sicil oluşturulması doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek
onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 2. bendi kaldırılarak, bunun yerine “krokide (A) ile gösterilen bölümün 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince bitişikteki ormanlarla birlikte orman niteliği ile Hazine adına tesciline” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün bu kısmının H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine ve Orman Yönetiminin dava konusu taşınmazın krokide (D) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına göre, daha önce verilen 2004/4-1 sayılı kararla orman olduğu belirlenen ve dairece onanan krokide (B ve C) ile gösterilen bölümlerle şimdi orman olduğu belirlenen ve bu konuda verilen hüküm onanan (A) işaretli bölümle birlikte (D) bölümü de arazi kadastrosu sırasında uçurum ve taşlık olarak tespit harici bırakılmıştır. 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi hükmüne göre bir yerin imar ihya yoluyla kazanılabilmesi için niteliğinin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması gerekir. Orman olduğu belirlenen (A, B, C) bölümleri ile orman sayılmayan yer olduğu belirtilen (D) işaretli bölüm arasında memleket haritası ve kadastro ekibinin nitelemesi bakımından bir fark bulunmamaktadır. Ayrıca, Adana Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığının 17.06.2008 günlü yazısında; Büyükşehir Belediye Encümeninin 28.02.2007 gün ve 421 sayılı sayılı kararla yapılan imar uygulamasının Adana İdare Mahkemesince iptal edildiği
bildirilmiştir. H.G.K."nun 12/05/2010 gün ve 2010/8 - 219- 273 sayılı kararında kabul edildiği gibi kadastro sırasında taşlık, çalılık nitelemesi yapılarak tespit harici bırakılan yerler üzerinde sürdürülen zilyetlik yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar zilyet yararına hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda; (D) işaretli olarak gösterilen yer kullanılmayan uçurum, taşlık olarak arazi kadastrosunda tescil harici bırakıldığına ve (A), (B) ve (C) bölümlerle birlikte memleket haritasında aynı nitelikte olduğuna göre bu bölümün de orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek orman sınırı içine alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu krokide (D) ile gösterilen yer hakkında açılan davanın reddi ile bu yerin orman olduğu anlaşıldığından orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 26.11.2011 tarihinde yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 26.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.