Esas No: 2012/5125
Karar No: 2012/6399
Karar Tarihi: 10.09.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5125 Esas 2012/6399 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında 125 ada 2 parsel sayılı 7.716,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, kullanıcısı ve üzerindeki zeytin ağaçlarının sahibinin ... olduğu şerhi verilerek, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... Çiftlikçi, taşınmazın vasfının zeytinlik ve 1/2"sinin kullanımının kendisine ait olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın, tutanakta yazılı kullanım şerhi belirtilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Çiftlikçi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalı ..."nın babasından intikal ettiği, taşınmazı davalının kullandığı kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Yörede 2010 yılında 6831 sayılı Yasa kapsamında kullanım kadastrosu yapılmış ve çekişmeli taşınmazın davalının kullanımında olduğu belirtilmiştir. 3402 sayılı yasanın ek 4. maddesinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların fiili kullanım durumları dikkate alınarak beyanlar hanesinde gösterileceği düzenlenmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sırasında, çekişmeli taşınmazın bir kısmının davacı tarafından kullanıldığı, davalı tarafından da bu durumun kabul edildiği anlaşılmıştır. O halde doğru sonuca varabilmek için çekişmeli taşınmazın başında yeniden keşif yapılarak davacının fiili kullanımında olan bölüm tespit edilmeli ve fiili kullanımında olduğu bölüm yönünden, tapunun beyanlar hanesinde davacının kullanımında olduğunun gösterilmesine karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, sadece zilyetlik şerhine yönelik hüküm kurulup, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması da doğru değildir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.