Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/728 Esas 2011/1734 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/728
Karar No: 2011/1734
Karar Tarihi: 01.03.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/728 Esas 2011/1734 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/728 E.  ,  2011/1734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 08.01.1997 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına, gecikme zammının iptaline, yaşlılık aylıklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Dava, davacının davalı kurumdan ilk tahsis talep tarihi olan 8.1.1997 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması, ilk aylık bağlama tarihi olan 1.2.1997 tarihinden ikinci kez aylık bağlandığı 1.3.2006 tarihine kadar ödenmesi gereken yaşlılık aylıklarının gecikme faizleriyle davalı Kurumdan tahsili, ilk tahsisle ödenen paraya işletilen ve birikmiş aylıklardan mahsuben kesilen 4.873,65 TL gecikme zammının iptali ile bu miktarın 28.2.2006 tarihinden itibaren gecikme zammı ile birlikte ödenmesi, ödenmesi gerekipte ödenmeyen 1.895.00 TL nin ikinci tahsis talep tarihi olan 28.2.2006 tarihinden itibaren gecikme zammı ile birlikte davalı Kurumdan tahsili işlemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 18.11.1996 tarihli bildirge ile 15.10.1981 tarihli vergi kaydına istinaden 20.4.1982 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1479 sayılı Yasa’ya göre tescilinin yapıldığı, 30.11.1972 tarihinden itibaren Kamyoncular Esnaf Odası kaydının, 3.1.1997-15.8.2005 tarihleri arasında Esnaf Sanatkarlar Odası kaydının bulunduğu, davacının 3.1.1997 tarihli T-İB formunda vergiye kayıtlı olduğu sürelerin 3.2.1982-12.10.1986 tarihleri arası olduğu belirtilmekle kurumca davacının 20.4.1982-12.10.1986 tarihleri arası 4 yıl 5 ay 22 gün sigortalı sayıldığı, prim ödemesini 3.1.1997 tarihinde toplu olarak ve aftan yararlanmak suretiyle yaptığı, davalı Bağ-Kur tarafından davacının bu hizmet süresinin SSK"ya hizmet birleştirmesi amacıyla bildirildiği, davacının 14.9.1972-31.3.1996 tarihleri arasında kurumca kabul edilen 506 sayılı Yasaya tabi çalışmaları ve 600 gün askerlik borçlanma süresinin ve Bağ-Kur’un bildirdiği 4 yıl 5 ay 22 gün (1612 gün) sigortalılık toplamı 5.129 gün üzerinden SSK"ca yaşlılık aylığı bağlandığı, Bağ-Kur müfettişinin 9.3.2000 tarih ve 3 sayılı teftiş raporuna göre davacının 3.2.1981-12.10.1986 tarihleri arası vergi kaydı geçerli olmadığından 20.4.1982-21.10.1986 tarihleri arası sigortalılığının iptal edilmesi gerektiği belirtilmekle SSK"ca aylığın 21.3.2000 tarihi itibariyle durdurulduğu, Vergi Dairesince 06.09.2006 tarihli yazı ile davacının gerçekte 15.06.1981-28.09.1983, 11.04.1997-31.12.1999 tarihleri arasında vergi kaydının bildirilmesi üzerine davalı Kurumca davacının 20.04.1982-28.09.1983 ve 11.04.1997-31.12.1999 tarihleri arasında sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 27.06.2006 ve 11.09.2007 tarihlerinde eksik primlerini ödediği, Bağ-Kur tarafından 11.9.2007 tarihli bildirimle davacının 20.4.1982-28.9.1983, 11.4.1997-31.12.1999 tarihleri arasında 4 yıl 1 ay 28 gün (1.498 gün) sigortalı sayıldığı bildirilmekle davacıya SSK"ca kabul edilen 3.035 gün 506 sayılı Yasaya tabi çalışmaları ile 600 gün askerlik borçlanma süresi toplamı 5.133 gün üzerinden 1.3.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanarak 1.3.2006-22.11.2007 tarihleri arasında alması gereken aylık ve ekleri toplamı 12.196,24 TL birikmiş gelirinden kendisine 1.2.1997-22.3.2000 arasında yersiz ödenen 2.032,03 TL anapara 4.873,65 TL yasal faiz toplamı 6.905,68 TL kurum alacağı ile Bağ-Kur"dan 1.2.1997-22.3.2000 arası için Bağ-Kur hissesi olan 1.895,42 TL nin düşülmesiyle kalan 3.395,14 TL nin davacıya ödendiği, davacının kurumdan yersiz hizmet süresi kazanmasıyla ilgili İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/367 Esas sayılı ceza davasının henüz derdest olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacının 28.09.1983-12.10.1986 tarihleri arasında usulüne uygun (geçerli) bir vergi kaydının bulunmaması nedeniyle bu dönemde sigortalılık şartlarını taşımadığının kabulü gerekir.
    Ancak davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması sigortalıya yaşlılık aylığı bağlayıp aylık konusunda umut verdikten sonra davacının sigortalılığını ve yaşlılık aylığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
    Ne var ki; kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz vergi kaydının davacınında katılımının bulunduğu mavazaalı bir işlem sonucu oluşturulmaması gereklidir.
    Davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığını sağlayan 3.1.1997 tarihli T-İB formundaki Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü kayıtlarının sahtecilik suretiyle oluşturulduğu iddiasıyla, ceza davası açılması, vergi kayıtlarının sahtecilik suretiyle oluşturulup oluşturulmadığının, oluşturulmuş ise bu sahtecilik işleminin davacının katılımı ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği bu dava sonucu verilecek karar ile saptanmasının mümkün olması karşısında, vergi kaydının sahtecilik yoluyla oluşturulduğu ve bu işlemin davacının katılımı ile gerçekleştirildiğinin anlaşılması halinde vergi kaydına hukuken değer verilemeyeceği bu durumda somut olaya MK 2. maddesi uygulanamayacağından ceza yargılamasının sonucu beklenilerek tüm delillerin birarada değerlendirilmesi ve çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden eksik inceleme ile tanık sözleri ile yetinilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davacı hakkındaki ceza davasının neticesi beklenerek bu hususun bekletici (ön) mesele yapılmak suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara