Esas No: 2021/4666
Karar No: 2022/5551
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4666 Esas 2022/5551 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/4666 E. , 2022/5551 K.Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı uyuşturucu imal ve ticareti suçundan tutuklanmış ancak beraat etmiştir. Davacı, tutuklanma süresi için tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davacı lehine 2.806,33 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminat kararı vermiştir. Ancak yapılan incelemede, mahsup durumun araştırılması, faiz başlangıç tarihin yanlış uygulandığı, infaz gören tutukluluk süresinin dikkate alınmayarak fazla tazminata hükmedildiği ve kabule göre de manevi tazminatın eksik olduğu gerekçeleri ile hükmün bozulması kararı verilmiştir. Yeniden yapılan yargılamada, hüküm fıkrasındaki yasal faiz tarihindeki yanlışlığın düzeltilerek hükmün onanması kararı verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi: tutuklama kararının süresi ve sayılması ile ilgili
- 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi: kanunların geriye yürümezliği ilkesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi: bozma kararlarının uygulanması, yeniden yargılanma gerektirip gerektirmediğine ilişkin
- 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi: düzeltme ve değiştirme kararı verilebilecek konuları açıklayan madde.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davalı vekilinin, yüzüne karşı verilen kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 17/05/2021 tarihinde tebliği üzerine 18/05/2021 tarihinde verdiği gerekçeli temyiz dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek katılma yoluyla temyiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/306 Esas – 2015/211 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 31.05.2015 tarihinde 1 gün gözaltında, 01.06.2015 – 21.08.2015 tarihleri arasında 81 gün tutuklu kalıp tutukluluk süresinin 01.06.2015 – 15.06.2015 tarihleri arasında 15 gün infaz gördüğü, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 30.10.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 2.806,33 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine, dairemizce yapılan incelemede, mahsup durumun araştırılması, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişkiye neden olunduğu, faiz başlangıç tarihin yanlış uygulandığı, infaz gören tutukluluk süresinin dikkate alınmayarak fazla tazminata hükmedildiği ve kabule göre de manevi tazminatın eksik olduğu gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, davanın infaz gören tutuklukluk süresinin mahsup edilmediğinin belirlenerek 497,06 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın 31.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin tüm, davacı vekilinin hükmedilen tazminat miktarının eksik olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmedilen tazminat miktarlarına 31.05.2015 tarihinden yasal faize hükmedilmesi talep edilmesine rağmen, 31.05.2016 tarihinde yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “31/05/2016” ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerine “31/05/2015” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.