Esas No: 2020/4441
Karar No: 2022/5642
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/4441 Esas 2022/5642 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/4441 E. , 2022/5642 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılan tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ...’in yokluğunda verilen 18.02.2016 tarihli kararın, katılana 17.03.2016 tarihinde tebliğ edilmesinden önce, katılanın öğrenme üzerine 26.02.2016 tarihinde kararı temyiz ettiği anlaşıldığından, tebliğnamede bu hususta ret öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya içeriğine göre, şoför olan sanığın sevk ve idaresindeki ticari taksi ile gündüz vakti, meskun mahalde, bölünmüş parke kaplamalı caddede seyir halindeyken, olay mahalli cadde kavşağına geldiğinde, aracının sağ ön köşe ve sağ yan kısımlarıyla sağından sola manevra ile kavşak içerisine dönüş yapan ... idaresindeki bisikletin sol yan kısımlarına çarpması ve devamında sanığın sola kaçtığı sırada refüj bordür taşlarına çarparak refüj üzerine çıkarak aracının sol ön tampon kısımlarıyla sinyalizasyon direğine çarpması şeklinde meydana gelen olayda ölen bisiklet sürücüsü ...’in gerisinden gelen trafiği dikkate almadan sola manevra ile dönüşe geçmesi nedeniyle asli kusurlu, sanık sürücünün ise aracının hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu olayda, mahkemece sanığın asli derecede kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulması,
2-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık tali kusurlu olup maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile ... ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
3-5237 sayılı TCK'nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği belirtilmiş olmasına karşın, sanığa ait sürücü belgesinin 3 yıl 4 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesi,
4-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.