Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/188 Esas 2013/25987 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/188
Karar No: 2013/25987

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/188 Esas 2013/25987 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/188 E.  ,  2013/25987 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar ..., ... ve ... vekili Avukat ... ile davacı ... ve ... vekili Avukat ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacılar, murisleri ........ ile davalı arasında akdedilen 25.9.2006 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesine göre murislerine ait taşınmazın 400.000 TL bedelle davalıya satıldığını ancak tapudan devrin gerçekleşmediğini, sözleşmeye göre tapu devri esnasında 200.000 TL peşinatın ve geriye kalan kısım için 3 adet senet verileceği, satıcının da alıcı-davalıya 100.000TL ve 50.000 TL bedelli senetler vereceğinin kararlaştırıldığını, ne var ki peşinat ödenmeden alınan teminat senetlerinin davalı tarafından murisleri ..... aleyhine iki ayrı takibe konu edildiğini, takip konusu 100.000TL tutarındaki senedin arkasında da sözleşmeye istinaden teminat olarak verildiğinin yazılı olduğunu, karşılığı bulunmayan ve 2013/188-25987
    Geçersiz bir sözleşmeye istinaden verilmiş bulunan bu senede dayalı takibin iptali gerektiğini, murisin davalı ile 25.9.2006 tarihinde akdedilen sözleşmenin dışında başkaca hukuki münasebeti bulunmadığını, boş olarak alınan diğer senedin de 35.000 TL olarak doldurularak ayrıca takibe konu edildiğini, zira senedin keşide tarihi ile adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesinin aynı tarihli olduklarını, aynı sözleşmede konu edilen 100.000TL bedelli teminat senedinin alınıp 50.000TL olarak bahsedilen teminat senedinin alınmadığını düşünmenin hayatın olağan akışına ters olduğunu, taraflarca karşılıklı çekilen ihtar örneklerinde de hiç bir ödeme yapılmadığı bu nedenle tapu devir işlemlerine başlanmadığının anlaşıldığını ileri sürerek takip dosyaları nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacıların davasının reddine, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."dan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., kendi adına asaleten .... vesayeten ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., kendi adına asaleten.... vesayeten ..., ..., ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Mahkemece davalı yararına asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. İİK.nun 72/4. maddesinde “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.” hükmü bulunmaktadır. Anılan yasa hükmü dikkate alındığında somut olayda işbu dosya kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibi durdurulmadığına göre alacaklının alacağını geç almış bulunduğu ve bu nedenle zarara uğradığından söz edilemez. Öyle olunca
    mahkemece, koşulları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davalı yararına tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., kendi adına asaleten ..... vesayeten ..., ..., ...’nın ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince temyiz olunan kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 2.bendinde bulunan “Asıl alacağın %40’ı icra inkar tazminatının ...,..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’dan alınıp davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının karar metninden çıkartılarak yerine “Davalının icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine “ sözlerinin yazılmasına, kararın DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara