Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6479 Esas 2022/7698 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6479
Karar No: 2022/7698
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6479 Esas 2022/7698 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/6479 E.  ,  2022/7698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE MAHKEMESİ : BURDUR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi davasında davanın kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, 06/10/2009 tarihinde ... Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümüne araştırma görevlisi olarak atandığını, 25/11/2011 tarihinde 2547 Sayılı Kanununun 35. Maddesi doğrultusunda mecburi hizmet yüklenerek ... Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsüne görevlendirildiğini, kadrosunun geçici olarak Ankara Üniversitesi bünyesine aktarıldığını, Ankara Üniversitesinde doktora eğitimini bitirdiğini 25/12/2017 tarihinde tekrar mecburi hizmet yeri olan ... Üniversitesine döndüğünü ve mecburi hizmetini ifa etmeye başladığını, bu süreçte iki buçuk yıl araştırma görevlisi olarak çalıştığını, kendisine uygun bir doktora öğretim kadrosunun açılmadığını, ... Üniversitesi tarafından açılan doktora öğretim üyesi kadrosuna başvurarak, doktora öğretim üyesi olarak atanmaya hak kazandığını, ancak davalı Kuruma mecburi hizmet borcu bulunmasına rağmen açıklanan sebepler dolayısıyla 15/05/2020 tarihinde istifa etmek zorunda kaldığını söz konusu talebin Anayasanın 18. maddesinde sözü edilen angarya yasağına muhalefet oluşturduğu belireterek Burdur 1. Noterliğinin 16/12/2011 tarih ve 09787 yevmiye numaralı taahhhüt ve kefalet senedi dolayısı ile davalı üniversiteye karşı 259.266,16 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile davacının .... Noterliğinin 16/12/2011 tarih, 09787 yevmiye numaralı taahhüt ve kefalet senedi dolayısıyla davalı idareye borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35. Maddesi gereğince imzalanan yüklenme senedinden kaynaklanan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Türk hukukunda mecburi hizmet yükümlülüklerinin bir kısmı Anayasa'da bir kısmı ise kanunlarda düzenlenmiştir. Eğitilme ve yetiştirilme karşılığı olarak öngörülen mecburi hizmet yükümlülüğü 2547 sayılı Yasanın 33., 35. ve 39. maddelerinde düzenlenmiştir. 2547 sayılı Yasanın 35. maddesinde araştırma görevlilerinin yurtiçinde bir diğer üniversitede görevlendirilmeleri, öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında görevlendirilmeleri ise 39. maddede düzenlenmiştir.
    2547 sayılı Yasanın 35. maddesinde "Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez.Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yine bu kanun maddesine dayanılarak çıkarılan Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4/4 maddesinde ''Görevlendirme veya atama işlemlerinden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim -öğretim süresi(tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlisinin lisansüstü eğitim -öğretimlerini tamamlamasından sonra ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğinin belirten bir hüküm de yer alır.'' hükmü düzenlenmiştir.
    Kanunun 35. maddesinde mecburi hizmet yükümlülüğünün ihlali halinde öngörülen tek yaptırım araştırma görevlisine başka bir yüksek öğretim kurumunda görev verilmemesidir. Kanunda yer almamasına rağmen yönetmelikle araştırma görevlilerinden yüklenme senetleri alınacağı düzenlenmiştir. Kişi kendi iradesi ile kamuda çalışma özgürlüğünü kullanmış olup öngörülen tek yaptırımın araştırma görevlisine başka bir yükseköğretim kurumunda görev verilmemesi olduğu dikkate alındığında kanunda yaptırım konusunda bir eksikliğin olduğu ortadır.
    Anayasanın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağı açısından yüklenme senetlerindeki maaşın geri verileceği yönündeki düzenleme değerlendirildiğinde; angarya yasağı, Anayasa Mahkemesi kararlarında; kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır. (bkz. AYM, E:2011/150, K:2013/30, KT:14/02/2013) Araştırma görevlileri, taahhüdün ihlali halinde maaşların geri verilmesiyle ücret ödenmeksizin çalışmış olma durumunda olacaklarından taahhüt senedindeki masrafların geri ödeneceği yönündeki düzenlemenin içinde maaş ödemesinin de bulunduğunun kabul edilmesi bu yönüyle angarya yasağının ihlali olduğu kabul edilmelidir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya 243.187,70 TL maaş ve maaş farkı adı altında 5.898,99 TL yurtiçi görev yolluğu adı altında ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda;davacının maaş dışında yapılmış ödemeden (yurtiçi görev yolluğu)sorumlu olduğu anlaşıldığından bu yön düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan,HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca,iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanununun 371. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara