Esas No: 2011/14871
Karar No: 2012/4102
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14871 Esas 2012/4102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Sarıyer 2.)
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkin davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve arkadaşları 23.06.2011 tarihli dilekçeleriyle ... 371 sayılı parselin murisleri ... tarafından satım vaadi sözleşmesiyle satın alınıp genel kadastroda adına tespit edildiği, taşınmazın satın alındığı tarihte orman ya da Hazine ile ilgisini ortaya koyan bir kayıt bulunmadığı, Hazine tarafından taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu savıyla açılan davanın kabulüne ve çekişmeli parselin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.06.2011 gün ve 2010/31-285 sayılı kararının Yargıtay denetiminden de geçtikten sonra kesinleştiği, bu şekilde tapu sicilinin tutulması nedeniyle zarara uğradığı, taşınmaz bedeli olarak 313,709,01.-TL"nin tapu iptal ve tescili hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, yine tapu iptal ve tescil hükmü ile birlikte ödemelerine hükmedilen 37.552,50.-TL yargılama giderlerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak kendilerine verilmesini istemiştir. Mahkemece taşınmaz bedeline ilişkin istemin KABULÜNE, 313.709,01.-TL tazminatın 06.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, tapu iptal ve tescil kararı nedeniyle davacıların ödemesine karar verilen yargılama giderlerinden Hazineden tahsiline ilişkin istemin REDDİNE karar verilmiş, hükmü davacı gerçek kişiler vekili yargılama gideri olarak ödemek zorunda kaldıkları 37.552,90.-TL, Hazine ise kabule konu 313.709,01.- TL yönünden temyiz etmişlerdir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın Medeni Kanunun 1007 maddesine göre tazminine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp, 25.01.1938 tarihinde kesinleşen orman tahdidi ve daha sonra 1744 sayılı Yasaya göre yapılıp 28.08.1979 ve itirazlı yerler için 04.11.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Yasaya göre yapılıp 29.12.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
1) Mülkiyet hakkı Anayasanın 35. maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. maddesiyle de güvence altına alınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), ... VE DİĞERLERİ-TÜRKİYE davası kararında, devlet tarafından tazminat ödenmeksizin taşınmazın geri alınmasının, orantısız bir müdahale olduğunu ve söz konusu davada tazminat ödemeyi gerektirecek istisnai şartların bulunmadığına işaret ederek, kamu yararı ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin kurulamamasını ihlal nedeni olarak saymış, KÖKTEPE-TÜRKİYE davasında ise, başvuranlara uygulanan mülkiyetten yoksun bırakma işlemine gerekçe olarak gösterilen tabiatın ve ormanların korunması amacının 1 No.’lu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında kamu yararı kapsamına girdiğine dikkat çekmekle birlikte, mülkiyetten yoksun bırakma halinde, ihtilaf konusu tedbirin arzu edilen dengeye riayet edip etmediğinin ve bilhassa da başvuranlara orantısız bir yük yükleyip yüklemediğinin belirlenmesi için, iç hukukta öngörülen telafi yöntemlerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatarak, mülkün değerine karşılık gelen makul bir meblağın ödenmeden, mülkten mahrum bırakmanın aşırı bir müdahale teşkil edeceğini ifade etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak ise, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı),
2) Bu nedenle tapu iptal ve tescil hükmü ile birlikte tapu sahibi gerçek kişilerin ödemek zorunda kaldıkları yargılama giderleri de zarar kapsamında değerlendirilerek, davacı tarfın ödediği yargılama giderlerini ispatlayan delilleri sorulup ilgili kurumlardan getirtilerek gerekirse bilirkişilere hesap ettirilerek bu isteminde kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile bu istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
3) Hazinenin temyiz istemine gelince; tazminat miktarının belirlenmesinde öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin belirlenmesi olup, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tamamlanmış imar planı bulunmadığı ancak bilirkişi raporlarında parsel yakınlarında plansız yapılaşma bulunduğu kabul edilmişse de, belediye hizmetlerinden ve diğer alt yapı hizmetlerinden yararlanıp yararlanıp yararlanmadığı yöntemince araştırılmamıştır.
Şöyle ki; Bakanlar Kurulunun Yargıtay tarafından benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca belediye veya mücavir alan sınırları içinde kalan taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış olması esastır. Aynı karara göre imar planı içinde yer almayan bir taşınmazın arsa olarak kabul edilebilmesi için belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalmakla birlikte, belediye hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilerek,
Tapusu iptal edilen taşınmazın arsa niteliğinde olduğu tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması halinde, değerinin tespitinde tarafların bildirecekleri ve mahkemece resen belirlenecek emsallere ilişkin satış bedelini gösteren tapu kayıt örnekleriyle akit tabloları, taşınmazların emlak vergi değerleri, kamulaştırma var ise kamulaştırma bedelleri, var ise kamulaştırma bedelinin artırılması ya da azaltılmasına ilişkin yargı kararları, 2863 sayılı Yasaya göre verilmiş sit kararları ve gayrimenkule ilişkin başkaca yasal veya sözleşmeye dayalı kısıtlama mevcut ise buna ilişkin belge ve kararlar da dosyaya getirtildikten sonra, somut emsal ile karşılaştırma yapmak suretiyle, emsallerine göre üstün ya da eksik tarafları bilimsel ölçülere göre oranlanarak tapusu iptal edilen taşınmazın değeri belirlenmeli. Taşınmazın arsa niteliğinde olmadığı saptandığı taktirde, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde net geliri hesaplanmalı ve bilimsel yolla değeri belirlenmelidir.
Taşınmazların mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek hesaplattırılmalı, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı saptanmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda ikinci bendde açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişilerin, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde gerçek kişilere iadesine 20/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.