Esas No: 2012/2789
Karar No: 2012/4006
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2789 Esas 2012/4006 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 187.06.2009 tarih 2009/ 8406-10184 sayılı kararında: [Mahkemece dava konusu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zaten orman olarak tespit edildiği gerekçesiyle davacının hukuki menfaati bulunmadığından bu parsele ilişkin davanın reddine ve tespit gibi tescile karar verilmişse de bu karar dosyadaki delillere uygun düşmemektedir. Şöyle ki; ... mevkiinde kadastro çalışmaları sırasında, orman mühendisi ve ziraat mühendisi arasında 135 ada 1 nolu taşınmazın niteliği yönünden görüş ayrılığı bulunması nedeniyle malik, nitelik ve yüzölçümü hanesi boş bırakılarak 3402 Sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince tutanağı kadastro komisyonuna gönderilmiştir. Bunun üzerine kadastro komisyonu 21.07.2006 tarihinde; 135 ada 1 parselin 6750,43 m²"lik bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına, geriye kalan krokide 135/1-A olarak gösterilen 22.855,58 m²"lik kısmının ise 3402 Sayılı Yasa gereğince sınırlandırılmasının uygun görüldüğüne karar vermiştir. Kadastro hakimi davaya konu taşınmazın kim ya da kimler adına, niteliğini de belirterek tescile karar vermek suretiyle düzenli sicil oluşturmakla yükümlüdür. Bu nedenle; malik, nitelik ve yüzölçümü hanesi boş olan parsel hakkında sicil oluşturulması gerektiği düşünülmeden yazılı olduğu biçimde “tespit gibi tescile” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olduğu] gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüyle 135 ada (1-A) ile gösterilen 22885,58 m2’lik kısmın orman vasfıyla Hazine adına, 135 ada 1 parselle ilişkin davada kadastro komisyonu tarafından 6750,43 m2 orman vasfı ile sınırlandırıldığı anlaşılmakta davacının hukuki menfaati bulunmayan bu parselin 6750,43 m2’lik kısmına ilişkin davanın reddine, 135 ada 2 parselin orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki: davacı ... Yönetimi, 135 ada 1 parselin orman olarak tespit edildiğini, ancak, yüzölçümünün eksik yazıldığını, tespitin hatalı yapıldığını bildirerek dava açmış olup; yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında, orman mühendisi ve ziraat mühendisi arasında 135 ada 1 nolu taşınmazın niteliği yönünden görüş ayrılığı bulunması nedeniyle malik, nitelik ve yüzölçümü hanesi boş bırakılarak 3402 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince tutanağı kadastro komisyonuna gönderilmiştir. Bunun üzerine kadastro komisyonu 21.07.2006 tarihinde; 135 ada 1 parselin 6750,43 m²"lik bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına, geriye kalan krokide 135/1-A olarak gösterilen 22.855,58 m²"lik kısmının ise 3402 sayılı Yasa gereğince sınırlandırılmasının uygun görüldüğüne karar vermiştir. Dosyada mevcut kadastro müdürlüğünün 31.1.2012 tarihli cevabî yazısı ve yazıya ekli krokiden 135/1-A ile
gösterilen kısma yönelik olarak 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre sınırlandırmanın yapıldığı ve 135 ada 2 ile 7 parsel numaraları verilerek tescil edildiği bildirilmiştir. Orman Yönetimi tarafından 135/1-A ile gösterilen kısma yönelik olarak bu kısmın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açılmış olup bu kısmın kadastro sırasında 135 ada 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel numaraları aldığı anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosunun bulunduğu ve orman kadastro çalışmalarının Kocasinan köyünde 02.08.2006 - 31.08.2006 tarihleri arasında ilan edildiği, bu davanın 29.08.2006 tarihinde askı ilan süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli 135/1-A kısmı bu işlem sırasında orman sınırları dışında bırakılmış ve daha sonra yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 135 ada 2 ila 7 parsel numaraları almıştır.
Bu parsellerden 135 ada 2 parsele ait kadastro tespit tutanak aslı dosya içinde olup Kocasinan köyü 135 ada 2 parselin tarla vasfıyla 4487,38 m2 olarak kadastro mahkemesinin 2006/160 sayılı dava dosyasıyla davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılarak sınırlandırıldığı ve zilyedinin Satılmış İnan olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 135 ada 2 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup taşınmazın zilyedi olan Satılmış İnan davada taraf sıfatını almamıştır.
Yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağından taşınmazın bulunduğu bölgedeki kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini Kadastro Müdürlüğünden istemesi gerektiği, tespit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tespit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Mahkemece dava konusu edilen 135/1-A kısmı içinde kaldığı belirlenen 135 ada 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanak asılları getirtilmeli bu parsellerin itirazlı olup olmadığı araştırılmalı, eğer itirazlı iseler bu dava dosyaları belirlenerek bu dava dosyası ile birleştirilmeli, tutanaklar başka dava dosyasında itirazlı değil iseler, bu parseller ilişkin eldeki dava dosyasıyla dava açılmış olduğundan tutanaklar itirazlı hale getirtilmeli, 135 ada 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların tespit malikleri ile 135 ada 2 parselin zilyedi olduğu belirlenen Satılmış İnan davaya dahil edilerek taraf teşkili tamamlanmalıdır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre ise; Orman Yönetimi tarafından orman vasfıyla ve 6750,43 m2 yüzölçümüyle Hazine adına tespit edilen 135 ada 1 parsele yönelik olarak açılmış bir dava bulunmadığından, bu parsele ait kadastro tespit tutanak ve eklerinin olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken; mahkemece bu parsele açılmış bir dava olduğu kabul edilerek, taşınmaz 135 ada 1 parselle ilişkin davada kadastro komisyonu tarafından 6750,43 m2 orman vasfı ile sınırlandırıldığı anlaşılmakta, davacının hukukî menfaati bulunmayan bu parselin 6750,43 m2’lik kısmına ilişkin davanın reddine karar verilmiş olması;
Ayrıca, 135 ada 2 parsel 135/1-A ile gösterilen 22885,58 m2’lik kısım içinde kalmakta olup; mahkemece, hem 135 ada (1-A) ile gösterilen 22885,58 m2’lik kısmın orman vasfıyla Hazine adına, hem de 135 ada 2 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 19/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.