Esas No: 2012/214
Karar No: 2012/4889
Karar Tarihi: 05.06.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/214 Esas 2012/4889 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında 442 ada 12 parsel sayılı 8829,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman vasfını kaybettiğinden Hazine adına tespit edilmiş; beyanlar hanesinde ... ve ..."nın kullanımında olduğu üzerindeki ağaçların onlara ait oldukları belirtilmiştir. Davacı ..., taşınmazın zilyetliğinde olduğu, tamamının adına yazılması gerektiği iddiası ile, ... ise, karşı davasında taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını belirterek şerhin iptali ve sadece kendi adının yazılmasını istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda ..."ın davasının reddine; karşı davacı ..."nın davasının kabulüne, 442 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, zilyetlik yönünden yapılan tespitin iptaline ve ..."nın taşınmazın tam hisseyle zilyedi olduğu hususunun beyanlar hanesine kaydedilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerinde yalnızca kendi zilyetlikleri bulunduğu iddiası ile davacılar tarafından karşılıklı olarak açılan zilyetlik şerhine yönelik dava niteliğindedir. Davacı ..., ..."yı hasım olarak göstermiş; davalı ... da karşı davasında husumeti ..."ye yöneltmiştir. Nevar ki; dava konusu 442 ada 12 parsel sayılı taşınmaz bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edildiğine göre davada, yasal hasım olan Hazine"nin taraf olması zorunludur. Taraf teşkili dava şartı olup, bu şart yerine getirilmeden davanın esasına ilişkin inceleme yapmak mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece dava dilekçesi, yasal hasım olan Hazine"ye tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırmak suretiyle taraf koşulu sağlanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve delilleri toplanarak, araştırma ve inceleme yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 05.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.