Esas No: 2021/1825
Karar No: 2022/5903
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1825 Esas 2022/5903 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/1825 E. , 2022/5903 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/92 Esas – 2015/5 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 13.12.2011 – 01.10.2012 tarihleri arasında 293 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 20.01.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla;Davacının 305.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, tazminat davasına dayanak kararın kesinleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, Dairemizce yapılan incelemede, davacı hakkındaki kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilerek, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilip incelenerek, davacı hakkında yakalama veya gözaltı işlemi yapılıp yapılmadığı, hangi suç ya da suçlardan yakalama veya gözaltı işlemi yapıldığı, aynı gün davacı hakkında başka olay ya da olaylar nedeniyle işlem yapılıp yapılmadığı, tefrik kararı verilip verilmediği araştırılıp belirlenerek ve davacı ile ilgili olarak düzenlenen yakalama, olay, gözaltı ve sevk - serbest bırakmaya ilişkin tüm tutanak, müzekkere ve belgeler ile ifade tutanaklarının onaylı birer sureti de dosya içerisine alınıp sonucuna göre davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davacı hakkında tazminata esas dosya kapsamında nitelikli yağma ve nitelikli yağmaya teşebbüs suçlarından mahkumiyete karar verilmesi nedeniyle tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde;Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK’nın 141/1-e maddesinde kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişilerin tazminat isteminde bulunabileceğinin belirtildiği ve davacı hakkında yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatine karar verildiği dikkate alınarak tazminata hak kazandığı ancak davacının aynı dosya üzerinden bozma sonrası yapılan yargılama üzerine ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/406 Esas, 2019/489 Karar ve 29.11.2019 tarihli ilam ile davacı hakkında nitelikli yağma suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezalarına hükmedilerek TCK’nın 63. maddesi gereğince gözaltında ve tutuklulukta geçen sürelerin mahsubuna karar verildiği ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden yapılan sorgulamada söz konusu hükümlerin Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2020/9928 Esas, 2021/14438 Karar ve 28.09.2021 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmekle,CMK'nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak davacı lehine makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.