Esas No: 2021/5626
Karar No: 2022/5905
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5626 Esas 2022/5905 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/5626 E. , 2022/5905 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile başlatılan ve ... Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturma neticesinde ... Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 07.06.2012 tarihli 2010/6872 soruşturma, 2012/5943 esas ve 2012/2590 nolu iddianame ile ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinde 2012/499 esasla görülen kamu davasının açıldığı, iddianameye dayanak olan ve ... Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından düzenlenen 16.05.2011 tarihli, 2011/526 suç nolu fezleke içeriğine göre soruşturma sürecinde davacıya yönelik suç teşkil eden davranışların mevcudiyetinin ortaya çıktığı, Yargıç ve Cumhuriyet savcılarının görev suçu işlediklerinin öğrenilmesi hâlinde Cumhuriyet savcısı ya da kolluk görevlileri tarafından doğrudan doğruya soruşturma yapılmasının mümkün olmadığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanından izin alınmasının ön koşul olduğu, eğer suç şüphesi ya da disiplin eylemine ilişkin şüphe dolayısıyla HSYK Başkanından inceleme izni çıkarsa, ancak bu durumda ve Kurul müfettişleri tarafından gerekli tahkikat yapılacağı, esasen hâkim ya da Cumhuriyet savcısı ile ilgili bir tespitin varlığında kolluk tarafından durumun soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi, ilgili Başsavcılığın da bu hususu HSYK'ya iletmesi ve soruşturmanın HSYK müfettişi eliyle yürütülmesinin sağlanması gerekirken, emniyetçe tutanağa bağlanan 11.04.2011 tarihli tape çözümü işlemleri sonucunda davacının Cumhuriyet savcısı olduğunun anlaşılmasına karşın, durumun derhal HSYK'ya bildirilmediği, Anayasaya, kanunlar ve genelge hükümlerine uyulmadan soruşturmaya devam edildiği gerekçeleri ile 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile talebinde yerel mahkemece 20.000 TL manevi tazminatın fezleke düzenlenme tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, reddedilen miktar üzerinden karşı vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Uyulmasına karar verilen Dairemizin 2018/8246 Esas, 2019/451 Karar ve 14.01.2019 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verilen 11.12.2015 tarihli hükmün sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmesi nedeniyle ilk hükümde hükmedilen 10.000 TL manevi tazminat miktarının davalı açısından kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, bozma ilamı sonrası kurulan hükmünde tazminat miktarının 20.000 TL olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan “20.000 TL” ve “3.000 TL” ibarelerinin hükümden çıkarılması ve yerlerine sırasıyla “10.000 TL” ve “1.600 TL” ibarelerinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.