Esas No: 2022/6205
Karar No: 2022/8030
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6205 Esas 2022/8030 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/6205 E. , 2022/8030 K.Özet:
Davalı işçi, işveren tarafından yurt dışına tip eğitimi alması için gönderildi ve davalı, sözleşmesinde belirtilen taahhüdü ihlal ederek hizmet akdini feshetti. İşveren, eğitim bedelini davalıdan tahsil etmek istedi ve ayrıca ihbar tazminatı ödenmesini talep etti. Mahkeme, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedildiğine karar verdi ancak Yargıtay bu kararı bozdu. Sonrasında, mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti ancak gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluştuğu için kararı bozdu. Kanun maddeleri olarak HMK'nın 297/2, Anayasa'nın 141/3, ve 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıyı pilot olarak işe aldıktan bir süre sonra tip eğitimi alması için yurt dışına gönderdiklerini, eğitim bedelini kendilerinin karşılamış olması nedeniyle davalıdan 3 yıl boyunca şirketlerinde çalışmaya devam edeceğine dair taahhütname aldıklarını, ancak davalının taahhüde uymayarak süresinden önce haklı bir neden olmadan hizmet akdini feshettiğini, bu nedenle eğitim giderinin davalının şirketlerinde çalıştığı süre ile orantılanarak iadesi ve aralarındaki sözleşmenin 10c maddesi uyarınca ihbar tazminatı ödemesi gerektiğini ileri sürerek toplam 13.762 Euro'nun faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, haklı nedenle hizmet akdini feshettiği için davacının eğitim giderlerini isteyemeyeceğini, davalının ödemediği ücret ve uçuş tazminatı alacakları bulunduğu için bunların takas ve mahsubunu isteyerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı yönünden reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 24/12/2015 tarihli, 2014/40543 esas, 2015/37813 karar sayılı ilamıyla "Mahkeme kararının gerekçesinde, davanın sehven zamanaşımı nedeniyle ret edildiği, izah edildiği üzere esastan reddine karar vermek gerekmiştir yazılıdır. ...nın 297 ve devamı maddeleri uyarınca hükümde gerekçe ile kısa karar arasında çelişki bulunmamalıdır...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak 10/01/2005 tarihinde sona erdirdiği, davalının başka bir firmada işe başladığı, davalının ihtarnamede belirttiği, azami uçuş sürelerine uyulmaması ve ağır çalışma şartlarından bahsedilmiş ise de, davalı tarafından uzun süre bu şartlarda çalışılmış olup davalının başka bir firmada da işe başladığı hususları değerlendirildiğinde sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne; 11.000,12 Euro'nun 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile 560,56 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Bilindiği üzere, mahkemece verilen hüküm, bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; hükmü, kısa karar (hüküm fıkrası) doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de kısa karara uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, hükmün tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala kanun koyucu HMK'nın 297 nci maddesiyle varlık kazandırmıştır.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre hüküm, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir.
Yine Anayasamızın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, kısa kararda “Davanın kısmen kabulü ile 11.000,12 Euro'nun 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile 560,56 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ...” karar verilmiş olmasına rağmen sonradan yazılan gerekçede; “...davanın kısmen kabulüne ancak kısa kararda (13.464,00-1.663,88 ödenmeyen maaş alacağı = 11.800,12 Euro) 11.800,12 Euro olması gerekirken 11.000,12 Euro yazılmış olup sehven olduğu...” ifadesine yer verilmesi suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2)Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.