Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16858 Esas 2012/3906 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16858
Karar No: 2012/3906

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16858 Esas 2012/3906 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, bir taşınmazın eksik ölçülü ve yanlış paylı olarak tescil edildiği gerekçesiyle dava açmıştır. Ancak davacının duruşmalara katılmadığı ve iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı, duruşma günü bildirir davetiyenin adresine gönderildiğini ancak iade edildiğini ve taşındığı yeni adresin bilinmediğini beyan etmiştir. Mahkeme ise davacının yüzölçüm eksikliği iddiasının giderilmesi gerektiğini ve davacının dava dilekçesinde bildirdiği adresten ayrıldığı için duruşmalara katılamadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.
Ancak Yargıtay, mahkemenin davacının adrese bağlı kayıt sistemindeki adresine tebligat yapması gerektiğini ve davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi, kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, hesap ve tersimat hatalarından doğan fenni hatalarda uygulanır. Somut uyuşmazlıkta kadastro tespiti kesinleşmediğinden yüzölçüm eksikliğine yönelik davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir.
Bu nedenle, mahkemenin davacının adrese bağlı kayıt sistemindeki adresine tebligat yapması gerektiği
20. Hukuk Dairesi         2011/16858 E.  ,  2012/3906 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., 03.11.2010 tarihli dilekçe ile, ... ilçesi ... köyü 111 ada 1 parselin yüzölçümünün eksik, payların ise yanlış yazıldığı, 111 ada 1 sayılı parselin kadastro tespitinin iptal edilerek 5.000 m2 yüzölçümlü olarak 1/4’er payın...,... ve 2/4 payın ... adlarına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının yüzölçüm eksikliği iddiasının 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca giderilmesi, kadastro müdürlüğünce düzeltme yapılmaması halinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde bildirdiği adrese gönderilen duruşma gününü bildirir davetiyenin davacının adresinden taşındığı yeni adresinin bilinmediği yönündeki açıklama ile iade edildiği, duruşmalara katılmadığı, iddialarını ispatlar nitelikte delil ileri sürmediği, iddialarını ispatlamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Davacının dava dilekçesinde bildirdiği adrese gönderilen duruşma gününü bildirir davetiye “Alıcının adresten ayrıldığı yeni adresinin bilinmediği” yönündeki ... mahalle muhtarı ..."ın beyanı üzerine bila ikmal mahkemeye iade edilmiştir. Bunun üzerine mahkemece davacının yüzölçüm eksikliği iddiasının 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca giderilmesi, kadastro müdürlüğünce düzeltme yapılmaması halinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde bildirdiği adresten ayrılıp duruşmaları takip etmediği, özellikle paylar yönünden delil ileri sürmediği, iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının yüzölçüm eksikliği iddiası, taşınmazın mülkiyetine yönelik istem olup kadastro mahkemesince yerel bilirkişi, tanık anlatımları ve fen bilirkişi aracılığıyla zeminde yapılacak ölçüm, inceleme, araştırma ve uygulama sonucu açıklığa kavuşturulacaktır. 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, hesap ve tersimat hatalarından doğan fenni hatalarda uygulanır. Somut uyuşmazlıkta kadastro tespiti kesinleşmediğinden yüzölçüm eksikliğine yönelik davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Diğer taraftan mahkemece davacının tebligata yarar açık adresi araştırılıp dava dilekçesi tebliğ edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 3. maddesi ile Tebligat Yasasının 10. maddesine eklenen fıkra uyarınca bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Kadastro hakimleri doğru sicil oluşturmakla görevli olduklarından davalının adrese bağlı kayıt
    sistemindeki adresine dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye gönderilerek yargılamaya devam olunması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
    Bunlardan ayrı kadastro müdürlüğü çekişmeli 111 ada 1 sayılı taşınmazın Sakarya Kadastro Mahkemesinin 2010/64 esas sayılı dosyasında davalı olduğunu ve tutanak aslının sözü edilen dosyada bulunduğunu bildirildiği halde, bu dosya getirtilip incelenmeden ve 111 ada 1 sayılı taşınmazın dava konusu olması halinde her iki dosya birleştirilmeden yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Açıklanan nedenlerle; mahkemece öncelikle 111 ada 1 sayılı taşınmazın tutanak aslının bulunduğu Sakarya Kadastro Mahkemesinin 2010/64 esas sayılı dosyasının getirtilip incelenmesi, temyize konu taşınmaz hakkında dava bulunması halinde her iki dosyanın fiili ve hukuki bağlantı sebebiyle birleştirilmesi, 6099 sayılı Yasanın 3. maddesi gözetilerek davacının adrese bağlı kayıt sistemindeki adresinin nüfus müdürlüğünden sorulup bildirilen adrese tebligat yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara