İhtiyaç Nedeniyle Tahliye - Kesin Hüküm - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12830 Esas 2010/2855 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12830
Karar No: 2010/2855
Karar Tarihi: 16.03.2010

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye - Kesin Hüküm - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12830 Esas 2010/2855 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kiracısı olduğu işyerini nalburiye yapmak üzere kiralamıştı. Ancak daha sonra işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralanandan tahliye edilmek istediği ve mobilya aksesuarı ve kapı kolları satışı yapacağı ileri sürüldü. Daha önce açılan tahliye davası, yapılmak istenen işin nalburiye olması nedeniyle reddedilmişti. Ancak bu dava kesin hüküm değildi ve yeni bir iş ihtiyacı nedeniyle yeni bir dava açılabileceği belirtildi. Mahkeme, bu nedenle kesin hüküm nedeniyle davayı reddedemeyeceğinden hükmü bozdu.
Madde 237: Kesinleşen kesin hükümler, başkası aynı taraflar arasında, aynı konuda, aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz.
Madde 7: Kiralananın işgalleri işyeri olarak kullanılamazsa kiracı işgali gereksiz yere devam ettirirse açılacak tahliye davalarında haklılık nedeni sayılmaz.

 

 

6. Hukuk Dairesi 2009/12830 E., 2010/2855 K.

6. Hukuk Dairesi 2009/12830 E., 2010/2855 K.

  • İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE
  • KESİN HÜKÜM

 

  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 237 ]
  • 6570 S. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [ Madde 7 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir.

Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 15.03.1999 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, müvekkilesinin eşi Süleyman"ın halen kirada mobilya imalat-tamirat işleri yaptığını, ancak gerek yaşlanması, gerek imalat sırasında çıkan gürültülerden dolayı rahatsız olan diğer kat maliklerinin baskılarından dolayı bu işi bırakıp kiralananda mobilya aksesuarı ve kapı kollan satış işini yapmak istediğini, daha önce işyeri ihtiyacı nedeniyle davalı hakkında tahliye davası açılmış ise de, yapılacak iş sehven nalburiye olarak belirtildiğinden ve keşfen kiralananın yapılacak işe uygun olmadığı sap-tandığından o davanın ret edilip kesinleştiğini, ayrıca yine o davada kiralananda kapı kolu, hırdavat satış işi yapılabileceği anlaşıldığından bu davanın açıldığını belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı, kiralananda 15.03.1990 tarihinden beri kiracı olduğunu, bu zamana kadar kira paralarını düzenli şekilde ödediğini, bazı yıllarda kira parasını düşük bulan davacının ihtarname göndererek bu yere ihtiyacı olduğunu ileri sürdüğünü, ancak kira parasının artırılması üzerine dava açmaktan vazgeçtiğini, davacının ihtiyaçlı eşinin halen mobilya imalat işini sürdürdüğünü, daha önce açılan dava da ret edilmiş olduğundan yeni bir dava açamayacağını, ihtiyacın samimi olmadığını, otuz-kırk yıldır mobilya imalatı yapan bir esnafın oturmuş işini bozarak bilmediği bir işe dönmesinin kabul edilemeyeceğini, kiralananın yapılacak işe de uygun olmadığını belirterek, davanın reddine karar vermesini savunmuştur.

Kesin hüküm bir dava şartı olup, kamu düzenine ilişkindir. Buna göre bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda, aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılması halinde, ikinci dava kesin hüküm nedeniyle esasa girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Bir başka deyişle, bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde, mahkemece yeniden inceleme konusu yapılmaz. Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebebi aynı olan iki davanın varlığı gerekir.

Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.03.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiracılık ilişkisinin devamı sırasında kiralananda halen kirada mobilya imalat işi yapan davacının eşi Süleyman"ın nalburiye ş yapacak olması nedeniyle işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davası Bakırköy Sekizinci Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 25.12.2008 gün ve 2008/321-1369 sayılı kararı ile kiralananın yapılacak işe uygun olmaması ve ihtiyacın samimi görülmemesi nedeniyle ret edilmiş ve bu hüküm 04.02.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir tahliye davası sonucu verilen hüküm, diğer bir dava için kesin hüküm anlamını taşır. Ancak ihtiyaç nedeniyle açılmış tahliye davasının ret edilmesi ve bu kararın kesinleşmesi, yeni ihtiyacın önceki davadaki ihtiyaç sebebinden başka olması ya da önceki davanın reddinden sonra koşullarda değişme olması halinde yeni bir davanın açılmasına engel oluşturmaz. Ret ile so-nuçlanan önceki davada ihtiyaçlının kiralananda nalburiye işi yapacağı be-lirtilmiş iken, işbu davada mobilya aksesuarı ve kapı kolları satış işi yapılacağı ileri sürülmüştür. Davada artık yeni bir ihtiyaç sebebine dayanıldığından kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın ret edilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonu ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK"nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara