Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15683 Esas 2012/3770 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15683
Karar No: 2012/3770

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15683 Esas 2012/3770 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında mahkeme, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapıldığını ve dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirtmiş, bu nedenle ormanlar hakkında özel yasa olan 6831 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği ve tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğunu ifade etmiştir. Mahkeme, davacıların zilyetliğe dayanarak açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde usul ve yasaya aykırı olarak davanın kabulüne hükmetmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4/3. maddesi
- 5304 sayılı Yasa
- 5831 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi
- 6831 sayılı Orman Kanunu
20. Hukuk Dairesi         2011/15683 E.  ,  2012/3770 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar ... köyü 101 ada 1 parselin 2006 yılında yapılan kadastro sırasında 184 hektar 6414 m2 yüzölçümüyle orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazın bir bölümünde zilyet olduklarını bildirerek ... mirasçıları adlarına tescilini istemiştir. Mahkemece, 21/04/2010 tarihli krokide (a, b, d ve e) ile işaretli toplam 3924 m2 taşınmazın ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
    1) Orman Yönetiminin temyiz itirazları bakımından; 21.04.2011 günlü mahkeme kararı, Orman Yönetimi temsilcisine 04.07.2011 günü tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 20.07.2011 günü verilmiştir. Bunun üzerine mahkemenin 25.07.2011 günlü ek kararı ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu kez davalı ... Yönetimi tarafından ek karar temyiz edilmektedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından temyize konu ek kararın onanması gerekmiştir.
    2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
    10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi; "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce Orman Genel müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür.
    Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." şeklinde iken 22.02.2005 gün 5304 sayılı Yasa ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4, 5 ve 6 ıncı fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 Sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine ... taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur.bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklinde değiştirilmiştir.
    Eklenen 5. fıkra ise "Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tesbitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır" hükmünü içermektedir.
    Yine, 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır" cümlesi eklenmek suretiyle 6831 sayılı Yasa hükümleri 3402 sayılı Yasa hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen yasaların getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Yasanın 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel yasa olan 6831 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 gün 2005/20-327-377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20 - 467 - 494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davacıların zilyetliğe dayanarak açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: l) Yukarıda 1 numaralı bendde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun 25.07.2011 günlü ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ... Yönetimine yükletilmesine,
    2) 2 numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan 21/04/2011 günlü hükmün BOZULMASINA 14/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara