Esas No: 2021/3971
Karar No: 2022/6147
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3971 Esas 2022/6147 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/3971 E. , 2022/6147 K.Özet:
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik kararın temyiz edilmesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan incelemelerde, maddi tazminatın fazla hükmedildiği ve manevi tazminatın da eksik hükmedildiği sonucuna varılmıştır. Ancak mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davacının ceza dosyasında 1009 gün tutuklu kaldığı ve beraatine karar verildiği, bu nedenle maddi ve manevi tazminata hak kazandığına hükmetmiştir. Kararda, nesnel ölçütlerin dikkate alınarak hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tazminatın tayin ve tespit edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi ve 304/2. maddesi ile değişik 304/2. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ceza Dairesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 13.10.2017 tarihli, 2017/3012 Esas, 2017/3095 Karar sayılı "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine " ilişkin karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan. 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 14.09.2011 – 19.06.2014 tarihleri arasında 1009 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 564.196,73 TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 390.996,92 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminata tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması gerekçesiyle manevi tazminat miktarının 135.000,00 TL’ye düşürülmesine, erken emekli olmasından kaynaklanan kazanç kaybı olan 23.889,02 TL’yi emeklilik tarihinden faizi ile ve vekalet ücretinin 15.461,12 TL olarak değiştirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin davanın reddi gerektiğine, manevi tazminat miktarının fazla olduğuna, karşı vekalet ücreti istemine ve sair temyiz itirazlarına ve davacı vekilinin maddi tazminat miktarının eksik olduğuna, tazminata esas doyada ödenen vekalet ücretinin maddi zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Maddi tazminatın, davacının emekli olduğu tarih ile tahliye olduğu tarih arasındaki döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan “23.568,11’’ TL yerine, hatalı hesaplama ile bu miktarın üzerinde olacak şekilde “23.889,02’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
2-Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir. Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 13.10.2017 tarihli, 2017/3012 Esas, 2017/3095 sayılı "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine" dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 03.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.