Esas No: 2011/14734
Karar No: 2012/3706
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14734 Esas 2012/3706 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, ... Kasabası 747 parsel sayılı 10545,93 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 1941 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken 25.09.1980 tarihinde 6831 sayılı Yasanın 2. ve 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı Hazine vekili çekişmeli taşınmazın 1661,17 m²lik bölümünün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin olarak davayı ıslah etmiştir. Mahkemece, davanın KABULÜNE ve dava konusu parselin 10.03.2011 havale tarihli fen ve orman bilirkişi krokisinde (B) işaretli kırmızı renkle taralı 1389,87 m² ve (C) işaretli kırmızı renkle taralı 272,10 m²lik bölümlerin tapu kaydının iptaline, (B) işaretli bölüme ilişkin olarak kütüğün beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılmıştır”, (C) işaretli bölüme ilişkin olarak kütüğün beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılmıştır” şerhi de verilerek hali hazır niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1941 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastro çalışması ile 1975 yılında 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 24.06.1977 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 13.11.2007 tarihinde ilan edilen 2/B madde çalışması ile 26.03.2007 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Yasaya göre fenni hataları düzeltme çalışması vardır.
Arazi kadastrosu 1954 yılında yapılarak kesinleşmiş,1990 yılında 2859 sayılı Yasaya göre pafta yenileme çalışması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, çekişmeli taşınmazın kısmen 1941 yılında yapılan orman kadastrosunda Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı, bilirkişi raporlarında (B) işaretli 1389,07 m² lik bölümünün 1976 yılında 1744 sayılı Yasayla değişik 2. madde uygulama çalışmasında 2. madde parseli olarak, (C)
işaretli 272,10 m²lik bölümünün ise 2007 yılında 3302 sayılı Yasayla değişik 2/B uygulama çalışmasında 2/B parseli olarak orman sınırları dışına çıkarıldıkları ve işlemlerin kesinleştiği, taşınmaz 1941 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, tapu kaydının yasal değerini yitirdiği ve aslında orman olan taşınmaz hakkında arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturmaları nedeniyle 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y. 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olduğu, malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve tapu kaydı ile satın alan kişinin de 4721 sayılı Medeni Yasanın 1023. maddesindeki iyi niyet kurallarından yararlanamayacağı gibi 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen "bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet yada diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10 maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazetede gerekçesi yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile İPTAL edildiğinden kamu malı iddiasıyla açılan davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ve sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamakla yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438. maddesine göre ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 13/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.