Esas No: 2011/15812
Karar No: 2012/3615
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15812 Esas 2012/3615 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Genel arazi kadastrosunda ... köyü 2985 parsel sayılı 4020 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfı ile dava dışı 393, 396 ilâ 403 sayılı parsellere uygulanan 69 tahrir nolu vergi kaydının batı ve güney sınırının dağ okunması nedeniyle miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tespit edilerek hükmen tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, davalı adına tescil edilen taşınmazın 26.08.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, daha önce tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan çekişmeli taşınmaza ilişkin görülen davanın kesinleştiğini gerekçe göstererek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal - tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 6831 sayılı Yasa gereğince 2000 - 2003 yıllarında yapılarak 26/02/2003 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Her ne kadar mahkemece, daha önce tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan çekişmeli taşınmaza yönelik kadastro tesbitine itiraz davasının kesinleştiği, davalı Hazine yönünden, tapuya dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açma hakkı bulunduğundan, kesin hükmün dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç doğru bulunmamıştır. Şöyle ki; yörede orman kadastrosundan önce yapılan genel arazi kadastrosu ile çekişmeli 2984 nolu taşınmaz, Hazine adına tespit edilmiş; Orman Yönetiminin orman iddiasıyla süresi içinde açtığı tespite itiraz davası reddedilerek hükmen Hazine adına tarla vasfı ile tapuya tescil olunmuş, daha sonra yapılıp 26.08.2003 tarihinde kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak Orman Yönetimi tarafından, tapu iptali ve tescil istemli bu dava açılmıştır. Taşınmazın 2003 yılında orman sınırı içine alınması işlemine karşı davalı Hazinenin komisyon nezdinde yaptığı bir itiraz bulunmadığı ve süresinde de dava açmadığından, çekişmeli taşınmazı orman kadastrosu sınırları içinde bırakan işlem, 2003 yılında kesinleşmiştir. İşlemin yapıldığı ve kesinleştiği tarihe göre, davacının bu işlemi, yargı yoluyla iptal ettirdiğine dair delil bulunmamaktadır.
Orman kadastro komisyonlarının sınırlandırma sırasında kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate alması, bunlara riayet etmesi gerektiği hususu kuşkusuzdur. Dikkate alınmadığı, görülmediği ya da uygulanması unutulduğu taktirde, ilgililer buna karşı yasanın öngördüğü süre içerisinde tahdide itiraz davası açabilirler. 6831 sayılı Yasanın orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasfiye amacı güttüğünden, ilgililere dava açmak için tanınan süreler hak düşürücü süre niteliğindedir. Bu hak düşürücü sürelerin kabulünden amaç, kamu düzenini korumaktır. Belli bir süre geçtikten sonra kadastrodan önceki
haklara dayanarak, dava açılmasının önlenmesi, uyuşmazlıkların sona erdirilmesi istenmiştir. Hak arama özgürlüğünün sınırsız olarak kabulü kamu düzenini aksi yönde etkiler. Hak düşürücü süre ile, mülkiyet hakkı değil, hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sürelerin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmeleri nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun mahkemece kendiliğinden gözetilmeleri gerekir. Bu nitelikleriyle dava engellerinden olup, ilk önce incelenmesi icap eder. Davada hak düşürücü süre söz konusu ise, dava dinlenemez, işin esası incelenemez. Bu nedenle; kesin hükmün varlığı, tahdidin kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. Yanlışlığın süresinde açılacak bir dava ile düzeltilmesi gerekir.
Somut olayda, dava açma süresi, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinin 1. fıkrasına göre 6 aydır. Aynı fıkrada yapılan son değişiklikle, ister kesin hükümle oluşsun, ister başka biçimde oluşsun, tapu kaydı maliklerine, tahdidin iptali davası açmak üzere 10 yıllık süre tanınmıştır.
Dava taraflarının ileri sürdüğü iddia ve savunmalara göre çözümlerin Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içerisinde bulunduğu iddiasıyla dava açtığına ve orman kadastrosu da halen geçerliliğini sürdürdüğüne göre, davanın da bu talep doğrultusunda çözümlenmesi gerekir.
Bu nedenle; kadastro mahkemesinin 07.04.1965 gün ve 1962/536 -194 sayılı kararına dayanılarak halen orman kadastrosunun iptaline ilişkin bir dava bulunmadığından, taraflar arasında bu dava yönünden kesin hükmün dinlenme olanağı yoktur.
O halde mahkemece, kesinleşen tahdide dayalı olarak açılan davada, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 12.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.