Esas No: 2011/15433
Karar No: 2012/3299
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15433 Esas 2012/3299 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, ... köyü 30 parsel sayılı 8000 m² ve 31 parsel sayılı 10000 m² yüzölçümündeki taşınmazların, tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 2003 yılında yapılan ve 11.10.2010 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sonucu taşınmazların kısmen Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini belirterek 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bölümlerin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle parsellere yönelik ayrı ayır dava açmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek, davanın kabulüne, 31 sayılı parselin bilirkişi ...’in rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 6609,377 m²"lik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ipoteğin terkini ile ilgili yargılama aşamasında idari işlemle kaldırılmış olmakla karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden; davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, ... yönünden davanın kabulüne, 30 sayılı parselin bilirkişi ...’in rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 5099,076 m²"lik bölümünün tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, her iki parsel yönünden tapu kaydına 2/B uygulaması ile hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığının şerh edilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1940 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 11/05/2011 tarihinde ilan edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda ve evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların temyize konu (A) bölümlerinin orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali
için devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün yargılama giderlerine ilişkin 1-a, b, c ve 2-c, d, e bentleri tamamen hükümden çıkarılarak bunların yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince temyiz eden davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 07/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.