Esas No: 2011/3617
Karar No: 2012/1858
Karar Tarihi: 23.02.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/3617 Esas 2012/1858 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 1017 ada 2 parsel sayılı 1.162,748,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, irsen itikal, harici taksim ve hibe ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve arkadaşları ile müdahiller ...ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... Belediye Başkanlığı, çekişmeli taşınmazın mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ...ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tamamının adlarına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ... Belediye Başkanlığı"nın davasının reddine, müdahillerin davasının kabulüne ve çekişmeli taşınmazın müdahiller adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın Toprak Tevzii Komsiyonu çalışmaları sırasında tevziin 1957 numaralı parseli olarak ...ve şerikleri işgalinde gösterildiği, belirtmelik ve tespit tutanaklarının dayanağı olan tapu kayıtlarının miktarının tapu kaydının kapsadığı alandan az olduğu, müdahil taraf yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli olmayıp, değerlendirme de dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahkemece; belirtmelik dayanağı olan 1937 tarih 1022 tahrir numaralı vergi kaydı ile dayanak tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş, mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamları belirlenmemiş, tapu uygulamasında çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin dayanağını oluşturan kayıtlardan yararlanılmamış, yerel bilirkişi, belirtmelik bilirkişisi ile tespit bilirkişileri ve davacı tanıklarının tapu kayıtları hudutları ve taşınmazların kullanımları ile ilgili soyut beyanları ile yetinilmiştir. Taşınmazların kimden geldiği, hangi tarihten bu yana kim tarafından ne şekilde kullanıldığı yeterince araştırılmadığı gibi, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı yönünde de araştırma yapılmamıştır. Dayanak tapu kayıtlarının revizyon gördüğü 984 ada 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 986 ada 1, 987 ada 1, 2, 3, 990 ada 17, 19, 20, 24, 25, 26 ve 1020 ada 1 sayılı parsellerin tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği belirlenmemiştir. Ziraatçı bilirkişi raporunda taşınmazın (zayıf-orta) verimli mera olduğu belirtildiği halde taşınmaz üzerindeki zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, iktisaba elverişli olup olmadığı da araştırılmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için; öncelikle taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili deliller istenmeli,müdahil ve tespit dayanağı olan tapu kayıtlarının oluşumuna esas tüm belgeler ile varsa haritaları getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, belirtmelik bilirkişileri, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu da hazır olduğu halde keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında, müdahil tarafın dayanağını oluşturan tapu kayıtları okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tesbiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edilmelidir. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel ve belirtmelik bilirkişileri ile tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından vergi ve tapu kaydı hudutlarının arz ettikleri özelliklerle taşınmazların tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir dayanılan tapu kayıtlarının kapsadığı alan içerisinde davaya konu parsellerin konumunu gösterir ayrıntılı ve gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Üç kişiden oluşan uzman ziraat mühendisi Kurulundan önceki bilirkişi raporu da değerlendirilmek suretiyle arazinin niteliği, toprak yapısı hakkında ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı taşınmazın vasıfları kesin olarak saptanmalı ve fotoğrafları da çekilmeli, mahkeme gözlemi de keşif tutanağına yazılmalıdır. Tespitte uygulanan davalı tapu kayıtları aynı zamanda müdahil tarafın dayanağı olan tapu kayıtları olup hudutları, miktarları benzerlik taşımakta ve taşınmazın paylarına ilişkin bulunmaktadır. Toprak Komisyonu"nca belirtmelik dayanağı olan Mayıs 1948 tarih 2 nolu tapu kaydının ve 1937 tarih 1022 nolu vergi kaydının gayri sabit hudutlu olduğunun belirtilerek dava konusu taşınmaz ve çevresinin kaydın kapsamına bırakılması, kayıtların nizalı yeri kapsadığını göstermez. Kaldı ki zeminde mevcut olan "karmuç" çayının taşınmazların doğusunda bulunması, tapu kayıtlarının ise batı hududunun "karmuç çayı" okuması karşısında bu çelişki üzerinde de durulmalıdır. Tapu uygulaması yapılırken dayanılan kayıtların ilk tesis tapu kayıtlarındaki sınırları nazara alınmalı sonradan meydana gelen değişiklirler varsa bunların sebepleri ve doğru temele dayanıp dayanmadıkları da araştırılmalıdır. Dayanak tapu kayıtlarının revizyon gördüğü yukarıda belirtilen taşınmazların durumları araştırılarak davaya konu ve davaları derdest ise benzer davaların birleştirilmesi gerekip gerekmeyeceği hususu da tartışılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve dosya kapsamına uymayan değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.