Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2570 Esas 2012/3902 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2570
Karar No: 2012/3902
Karar Tarihi: 16.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2570 Esas 2012/3902 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2570 E.  ,  2012/3902 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.07.2007 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, davalı adına tapuda kayıtlı 1175 (8163 ada 6) parsel sayılı taşınmazdan enerji nakil hattının geçtiğini ve bu taşınmazda irtifak hakkı sahibi olduklarını, davalının taşınmazı üzerine irtifak hakkına taşkın ve Elektrik Kuvvetli Akım Yönetmeliğinin 44.maddesine aykırı bina inşaa ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davacı lehine irtifak hakkı kurulmadığından bahisle dava reddedilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Dava, irtifak hakkına elatmanın kal suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Sınırlı ayni haklar, Türk Medeni Kanununun 779-972.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu tür haklar, mülkiyet hakkının malike tanıdığı yetkileri, mülkiyet hakkından bağımsızlaştırarak malik tarafından başkasına tahsis edilmesi suretiyle doğar. Türk Medeni Kanununda sınırlı ayni haklar üç grup halinde düzenlenmiştir. Bunlar; sahibine eşyadan yararlanma yetkisi veren veya
    malike bir çekinme borcu yükleyen irtifak hakları (TMK m.779-893), maliki taşınmaz karşılık olmak üzere bir edimde bulunma borcu altına sokan taşınmaz mükellefiyeti (TMK m. 839-850) ve hak sahibine konusu olan eşyayı bir alacağın temini için paraya çevirme yetkisi veren rehin haklarıdır (TMKm.850-973). Kavram olarak irtifak hakkı, sahibine konusu olan eşyayı
    doğrudan doğruya kullanma veya ondan yararlanma yetkileri veren veya bir çekinme borcu veren sınırlı bir hakimiyet hakkını ifade eder. Türk Medeni Kanununun 780. maddesinin yaptığı yollama sebebiyle de taşınmaz mülkiyet hakkının kazanılmasına ilişkin hükümler irtifak hakkının kazanılması için de yeterli ve geçerlidir. Başka bir deyişle, Türk Medeni Kanununun 705. maddesi gereğince irtifak hakkının kazanılması da ancak tescille olur. Fakat, aynı hüküm gereğince miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleriyle kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce de kazanılır.
    Sınırlı ayni haklara, özellikle de irtifak hakkına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince;
    Gerçekten, 8163 ada 6 sayılı parsel tapu kayıt örneğinin incelenmesinden davacı kurum lehine bir irtifak hakkı sınırlamasının kayda işlenmediği ve bozma ilamında belirtilen şekilde Türk Medeni Kanununun 727. maddesine dayanarak taraflar arasında noterde yapılacak olan sözleşmeyle de irtifak hakkı tesis edilmediği görülmektedir. Ne var ki;
    Yargılama aşamasında Kartal 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2005 tarih 2004/811-2005/299 sayılı ilamıyla kamulaştırmasız elatma sebebiyle davalının açtığı dava sonucu bedele hükmedildiği, ayrıca mahkeme kararıyla davalının malik olduğu 8163 ada 6 sayılı parsel kaydına irtifak hakkı tesis ve tesciline karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda sözü edildiği üzere, açılan kamulaştırmasız elatma davası nedeniyle davalıya bir tazminat ödenmesi hüküm altına alınmış ve bu tazminat sebebiyle de davacı kurum lehine irtifak hakkı tesisine karar verilmişse, Türk Medeni Kanununun 705.maddesi gereğince karar tapuya tescil edilmeden de davacı irtifak hakkı sahibi sayılacaktır.
    Somut uyuşmazlıkta, hükmen tesis edilen irtifak hakkı nedeniyle işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken tapu kaydında irtifak hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 16.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara